Bekir Fuat

Karar

Bir Şuur Abidesi: Nevzat Kösoğlu

Tanıştığım için şükrederim. Yazdıklarını okumaktan nasiplenen biriyim. Erzurum'un türküleri kadar güzel bir adamını anlatmak istiyorum.Nevzat Kösoğlu. 7 Ekim 1941'de Erzurum-İspir'de doğdu. İ.Ü. Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1964'te gazeteciliğe başladı. Ötüken Yayınevi'ni kuranlar arasında yer aldı ve yönetti. 1977 genel seçimlerinde MHP'den Erzurum

'Çocuklar bizi hakiki sese çağırır!'

Yücel Çakmaklı'yla beni tanıştıran dostum Sadık Battal'dır. Çakmaklı, sevdiğim bir adamdı zaten. Tanıştıktan ve onun güzel gönlünü gördükten sonra en başta şaheser filmleri Küçük Ağa ve KuruluşOsmancık olmak üzere tüm sinemasını izledim diyebilirim. Muhabbetle izlemenizi öneririm.Tanıdığım Yücel Çakmaklı'yı ve sinemasını anlatmak istiyorum dilim dö

Yara hakikiyse şifası merhemi vardır

Günlüğüme itinayla kaydettiğim birkaç cümleyi Pazar notları olarak paylaşayım dostlar.Okumakla, yazmakla, makamla değil tefekkür ile olacak ne olacaksa.Allah'ın tuttuğu hesabı unutup insanların tuttuğu hesabı önemsemek insanın karakterini ele verir.İnsan kendi sevgisinden emin olur, sevildiğinden değil. Bunun içindir ki erdemli olan sevmektir.Hangi

Türkçe bize bir hayat sunuyor mu

Türkçe diye bir dil, Türkiye diye bir ülke vardı. Yine var Allah'a şükür. Ama derdimiz de var. Türkçe ve Türkiye derdimiz büyük. İnsanlar; büyük, güzel, yeşil ülkemizde mutlu bir şekilde yaşarlardı. Kendilerini rahat bir şekilde ifade edebilecekleri dilleri vardı çünkü. Dilleri, yani hayatlarıTürkçe, insanlara bir "hayat" sunuyordu çünkü. Etle kemi

Türk'ün asaleti Türkiye'nin kıymeti

Bu topraklar gariplerin sığınağı. Kalbimiz ve dostlarımız burada.Bu toprakların bir hafızası var. Bu toprakların türkülerinde, kültüründe, edebiyatında, düşüncesinde her şeye rağmen muhafaza edileni severek yol alacağız. Çıkış yolumuz da, duamız da, aşkımız da burada. Bu ülkenin tarihi tecrübesine ferasetle bakarak yürüyeceğiz bu topraklarda. Ülkem

İçimizdeki öd acısı

Ortaokuldayken bir arkadaşım vardı bana bir şeyler öğreten. Babası subay, kendisi Cüneyt olan tatlı bir arkadaş. Bir gün yine okuldayız, Cüneyt ile yan yana sıralarımız. Öğretmen geldi, "arama" yapacağını söyleyerek üstümüzü başımızı aramaya, çantalarımızı kurcalamaya başladı. Cüneyt'in çantasından kocaman bir zarf çıktı. Bu ne, dedi hoca. Dayımın

Yeni okumalar ışığında Ziya Gökalp

Bugün yirminci yüzyılın başındaki bunalımların neredeyse aynısını yaşıyoruz, millet olarak. O günün meselesi bugünün meselesi hâlâ. Ne olduğumuz, ne olmamız gerektiği hakkında hâlâ bir kafa karışıklığı mevcut. O günlerde bu kafa karışıklığına dönemin önemli düşünürü Ziya Gökalp aslında çok pratik bir formül sunmuştu; "Türk milletindenim, İslam ümme

Düşünce dünyamızın sönmeyen Ziya'sı

Elimde tüfenk, gönlümde iman,Dileğim iki: Din ile vatanOcağım ordu, büyüğüm Sultan,Sultan'a imdad eyle Yârabbi!Ömrünü müzdad eyle Yârabbi!Ziya GökalpHâlihazırda yaptığımız tartışmalar yirminci yüzyıl başlarında yaşadığımız problemlerin günümüzde de devam ettiğini gösteriyor.Bugün yirminci yüzyılın başındaki bunalımların neredeyse aynısını yaşıyoruz

Türkçe ağzımda annemin ak sütü

İnsanları kavimlere ayıran dilleri, bir araya getiren ise ülkü birlikteliğidir. Diller ülkü birliğine vasıta olup olmamasıyla bir ehemmiyet arz etmektedir.Arapçayı tüm Müslümanlar için önemli kılan Arapların dili olması değil, Kur'an-ı Kerim'in dili olmasıdır. Dilin ontolojik değeri, insanın manasına alan açtığı ölçüde artar veya eksilir. Bu noktad

Cumhuriyetin bir tezi var mıydı

Şöyle başlayım söze, Cumhuriyetin bize sunmuş olduğu dünya görüşü ile yaşanan hayat arasında, hep bir takım sorunlar olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet ideolojisiyle yaşadıklarımız arasında tuhaf, hâlâ açıklamaya muhtaç uyuşmazlıkların, ahenksizliklerin, çatışmaların olduğunu düşünüyorum. Bu çatışma, bu ahenksizlik çok yaratıcı bir hayata sürüklemedi