Bekir Fuat

Karar

Bir Türkçe sevdalısı: Mehmet Doğan

Konuşurken insanın yüzüne bakan adam, diye tanımlıyorlar onu.D. Mehmet Doğan, tüm ömrünce bu ülkenin manzarasına baktı, bu ülkenin manzarasını anlatan uzunca bir metnin uzun cümlelerini kurdu.Manzaraya baktıkça doğrudan veya dolaylı olarak dilimize, kültürümüze, geleneklerimize, velhasıl kimliğimizi oluşturan her şeye karşı yürütülen; mutfağımıza,

Efsunlu dünya

Efsunlu bir dünya.Efsunlu dünya ve biz oraya düştük.Bir kadere doğru yol buluruz.Göremediğimiz bir rengi var bu yazgının. Göremediğimiz bir menzili var.İnsan aslında kör bir bilinçten öte bir şey değil. Bilincinin aydınlanması için bir ömrü heba etmesi gerekir.Ömrüm, heba edilecek şey miydin sen!Kurban verdik ey ömrüm. Fikirlerimizi, ruhlarımızı, s

Hikâyemizi ararız

Akıyoruz, hiçbir yeri doldurmadan öylece akıp gidiyoruz. Bir ses, bir renk, bir merhabanın peşinde hikâyemizi arıyoruz.Dünyaya düştüğümüz yerde kendimizi arayıp duruyoruz. İnsan illaki kaybettiğini aramaz. Bazen kendinde eksik olanın, bazen kendinden olanın, bazen de bizzat kendinin arayıcısıdır.Peki ya sen Neyi kaybettin dostum Bir bütündün de par

Bir şarkı, bir rüya, bir hasret

Geçiyor alnımızın ortasından derin bir gece, zaman alevlerin diliyle konuşuyor. Ortasında sekerek yaşayan insan yalnızlığı.Gece uzun, insan bu uzunlukta bile konuşamıyor toprağın dilinden. Bekleyeninin toprak olduğunu bildiği halde.Kalp deşmenin bir faydası yok. İnsan sadece sargıya alıyor kendindeki kırıklıkları. Hem yaralı kuşlar terk edemez göğü

Cemil Baba

Erdoğan Cabbar Ağabey'e'Nerede bir evliya kabri varsa orası Türk toprağıdır. Evliyası olmayan yerde Türk de yok demektir; eğer olsaydı mutlaka içlerinden ya bir şehit, ya bir ulu kişi çıkardı ve halkın gönüllerini kendi kabri üstünde birleştirirdi,' der Erol Güngör. Yine bir Türk inanışına göre evliyalar şehirlerin sahibidir; bir şehri ziyaretinizd

Bizim şehrimiz nerede

Bir yere aittir insan. Bir ülkeye, bir şehre, bir mahalleye Bir yere ait olmak, yaşadığın yeri benimsemek, içselleştirmek önemlidir. Çünkü insan yaşadığı yerden bakar dünyaya. Yaşadığı yere benzer.Yaşadığımız yer ile biz oluruz.Her biri diğerinden farklı, kendi rengi, kimliği olan şehirlerimiz nerede şimdi Bir şehirden diğerine geçerken, bir yıldız

Kimi seyre dalarken öleceksin Vakit kısa

Bu bir veda mektubu mu, arz-ı hâl mi, derunumda açılan rahmet kapısı mı bilmiyorum.Dünya ile karşılaştığım ilk andan itibaren hayatın ne bir bağ ne bir can ne de tek başına ruh ile yaşanan bir şey olmadığını biliyorum. Bildiklerimin ve dahi bulduklarımın toplamının benim tüm varlığım kadar etmediğini de aşikâr bilen benim.Dünya Uğurlama ve uğurlanm

Dünya "ötelere" giden yol

Zamanın kendisidir insan. Kendi olmak için doğar, kendi olmak için ölür. Kendi olmak için geçer bu dünyadan.Zaman insandır. Olur ve biter. Kendi dünyasını, kendi zamanını kendi rüyasını görür ve uyanır.Herkes kendine ait olanla hemhâldir. Kendine ait olandan arar ve yol yürür.Zaman biraz da insan için seçilmiş en büyük kader ve keder...Ne sığacaktı

Anneannem, annem ve Kuran

Muhabbete düşülür. Ben de annemle düştüm. Benim annem güzeldir, tüm anneler gibi. Adı Ayşe. Annem 90 küsur yaşında. Okuma yazması neredeyse yok. Bir taraftan da bakkal işletiyor. Parmak hesabını seviyor. Gerçek hayatı seviyor. "Akkız'ın Dudu iki peşkir aldı birini getirecek." yazıyor bakkal defterinde. Müşterilere yazdırıyor çoğu zaman ne aldılarsa

Babam, İstiklâl Marşı ve İsmet Özel

Ortaokul mezunu babam. 1940'lı yıllarda askerliğini yapmış. Cumhuriyet'in ortasında duruyor. Cumhuriyetimiz kadar garip miydi bilmiyorum. Ama bir garipti babam. Bu ülkenin garipliğini, asaletini temsil ederdi.Garipleri, delileri, çocukları ve yolcuları çok severdi. Onlarla dostluğunu dünya nimetlerine değişmezdi. Bir de toprağına aşkla bağlıydı. Al