Türkün büyük hikayesi

Bugünlerde olup biten en önemli kültür sanat etkinliği nedir derseniz, İstanbul ve Ankara'da devam eden ve geniş kitlelere ulaşan 'Kültür Yolu Festivalleri' derim; Başkent Kültür Yolu Festivali ve Beyoğlu Kültür Yolu Festivali eşzamanlı olarak binlerce sanatçının katılımıyla gerçekleşiyor.Ankara ve İstanbul'da pek çok adreste gerçekleşen etkinlikler, kültür sanat etkinliklerini yaygın biçimde ve çok sayıda mekanda halkla buluşturuyor. 12 Haziran'a kadar sürecek bu kültür şöleni hakkında ayrıntılı bilgi için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, belediyelerin ilgili sayfalarına bakılabilir.Geçen haftanın bir başka önemli etkinliği ise Zeytinburnu Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen 'Türk Dünyası Öykü Festivali'ydi.Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, İran Türkmensahra, Özbekistan, Gümülcine, Kırım gibi kardeş ülke ve topluluklardan edebiyatçıların ağırlandığı festival, (edebiyat ve sanatta uzun yıllar Batı dünyasının gözleri kamaştırdığı ülkemizde), artık, kardeş coğrafyalara açılmakta, köklere uzanmakta olduğumuzun önemli bir göstergesi...Adı bile derleyici, toparlayıcı, umut vaat edici olan Türk Dünyası Öykü Festivali, düne kadar fazla bilgi sahibi olmadığımız kardeş coğrafyalarla Türkiye arasında kurulan kültür köprüsü olarak önem taşıyor. 'Zeytinburnu Uluslar arası Öykü Festivali' olarak yola çıkan etkinliğin 4. senesinde 'Türk Dünyası Öykü Festivali'ne dönüşmesi isabetli bir karar olmuş. Tam da festivalin alt başlığı olarak seçilen 'Hikayeni Hatırla' cümlesinde olduğu gibi kendi hikayelerimizi hatırlamaya çok ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyoruz.Küreselleşme tantanaları altında bir yandan hemen her rengin hızlıca kirlendiği, bir yandan da ulus devletlerin gücünü artırmak için kıran kırana mücadele verdiği şu yüzyılda, dini, dili, ülküleri, destanları bir olan halkların, Türk dünyasının fikirde, dilde ve işte birlik olmaya her zamankinden daha çok ihtiyacı var.Siyasi, ekonomik ve askeri gücün yanı sıra, bu gücü tahkim edecek olan kültürel derinleşmeye hizmet edeceğine inandığım öykü festivali gibi etkinlikler artarak çoğalmalı.Kendi hikayemizi konuşmak, özgüven inşası ve durum tespiti yapmanın yolunu açacaktır.Neler konuşuldu mesela bu festivaldeBaşlıklara bakmak bile fikir verebilir: Türk Dünyasının Kurucu Ortak Metinleri Var Mı, Türk Dünyası ve Süreli Yayınlar, Çağdaş Kazak ve Özbek Öyküsü, Türk Lehçeleri Arasında Edebi Çeviri, Türk Dünyası Sanatçıları Arasında Sahih Bağ Var mı vs... Festivalde gerçekleşen pek çok oturum konuşmacılarından biri Necip Tosun'du. Yazdığı kitaplarla büyük bir öykü külliyatı oluşturan Tosun bir gerçeğin altını şu cümlelerle çiziyordu: Türkün büyük hikayesi hep mahzun ve gariptir. Sesi kısılır, görüntüsü kaybolur. Biliyoruz, bizim hikayemiz biraz geç duyulur, üstü örtülür, karanlıkta kalır hikayelerimiz. Ama mutlaka bir yerden fışkırır, yankılanır.Azerbaycan'ın odak ülke olarak yer aldığı festivalin ağır konuklarından biri de şüphesiz günümüz Azerbaycan edebiyatı ile adı özdeşleşmiş yazarlardan biri olan Anar Rızayev'di.Rızayev festivalin öneminden bahisle, "Genç yazarların hikayeleri