Altın Portakal Siyaset Festivali!

Şu günlerde sinemanın kalbinin attığı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en çok duyduğum cümle; Türkiye'de özgürlüklerin kısıtlandığı yönünde...Önceki gün yazmıştım ancak bir kez daha vurrgulamak isterim ki, festivalde, neredeyse hemen her yönetmen, film öncesi sahneye çıkar çıkmaz eteğindeki taşı dökme yarışına giriyor.Türkiye özgür bir ülke değilmiş ama bakıyorum çekilen filmlere 'gökkuşağı' gibi rengarenk...Her türden film var; alabildiğine politik, alabildiğine çıplak, alabildiğine LGBT içerikli...Siyaset arenasında da böyle; söylenemeyen, konuşulamayan ne var bu ülkedeHal böyleyken Onur Ünlü, Kaan Müjdeci, Emin Elper gibi yönetmenlerin adeta 'kurulmuş saat gibi' aynı cümlelerle politik mesaj verme kaygısı... Özgür olmayan ülkede her türlü muhalefeti yapabiliyorsun, her türlü filmi çekebiliyorsun... Ama yok, 'Daha Apo'nun heykelini dikeceğiz, PKK sizi tükürüğüyle boğar' diyenlere, sırtını YPG'ye PKK'ya dayayanlara, terör örgütü propagandası yapanlara, ülkenin Kızıl Soros'u olmaya heveslenenlere 'Portakal kokteyli' ikram ediliyorsa o başka.Bu akşam festivalin kapanış gecesi ve ödül töreni var.Hafta boyunca politik propaganda yapan sinema tayfasından bazıları, bu gece rahat duracak mı, yoksa kapanış gecesini son bir fırsat olarak mı 'değerlendirecekler' göreceğiz."AT'A SENFONİ"İstanbul'da olanlar için haftasonunu güzelleştirecek iki sergiden bahsetek isterim.Türkiye'nin önemli ressamlarından Fevzi Karakoç'un