Şampiyonluk bu kadar mı yakışır!

Baştan sona futbol maçı izlemişliğim, bir elin parmaklarını geçmez.Bir başka popüler spor dalı olan basketbolu da öyle...İzlediklerim ise genelde milli maç heyecanıyladır...A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın yarı final ve ardından final maçlarını da benzer duygularla izledim.Futbol ve basketbolda milli takım formasıyla kaldıramadığımız kupalar, bir süredir, kadın voleybolcularımızın ellerinde yükseliyor.'Filenin Sultanları' önce Dünya Şampiyonu, ardından Avrupa Şampiyonu oldu.Yarı finalde İtalya, finalde ise Sırbistan gibi marka takımları deviren voleybolcularımız destan yazıyor.Bu başarının öyle tesadüf eseri, saman alevi gibi parlayıp sönen muvaffakiyetlerden olmadığını bilmemiz lazım.Yıllar süren altyapı yatırımlarının, ülkenin emeği var bu başarının altında.Milletler Ligi'nde son 6 maçı kazanan, Avrupa Şampiyonası'nda ise 9'da 9 galibiyet elde eden milli takımımız, voleybolda Türkiye markasını dünyaya ispatladılar.Hem İtalya ile yarı final, hem de Sırbistan ile final karşılaşması son ana kadar heyecanın dorukta olduğu maçlardı.Her iki maçta da ilk setler rakip takımların oldu.İkinci sette 1-1 beraberlik, üçüncü sette yeniden 2-1'lik geriye düşüş, derken dördüncü sette 2-2'lik diriliş ve beşinci sette (tabiri caizse) rakip takımın fişini çekme harekatı...Hop oturup hop kalkılan beş set ve tam iki buçuk saat süren heyecan dalgasının ardından hasretle kucaklanan zafer... Voleybol tarihimizde yaşanan ilklere atılan görkemli imza...Tribünleri dolduran binlerce gurbetçimizin coşkusu ve takıma olan desteği de bu şampiyonluğun şanına yakışan cinstendi.Sahadaki her bir sporcu tek tek övgüye değerdi ama etkili smaçlarıyla takıma tam 41 sayı kazandıran Melisa Vargas finalin yıldızı oldu. Tribünler esprili biçimde boşuna Vargas Hava Yolları yazılı pankart açmamış.Türkiye Yüzyılı'na ve Cumhuriyetimizin 100. yılına çok yakışan Dünya ve Avrupa şampiyonluk gururunu ülkemize yaşatan