Rasim Özdenören'i uğurlarken...

Onunla hiç yüz yüze gelmemiş olsanız bile, kitaplarını okuduğunuzda, yerli ve fikir namusuna sahip bir münevverle karşı karşıya olduğunuzu anlarsınız.Öykü ve deneme kitaplarıyla, dergi ve gazete yazılarıyla yarım asırdan beri, uzun mesafe koşucusu olarak, fikir hayatımıza önemli katkılar sağlayan Rasim Özdenören ebedi aleme göç etti.Varlık dergisinde 1 Ocak 1957'de çıkan ilk hikayesinin adı olan 'Akarsu', yazı dünyamıza katılacak yeni bir çağlayanın da habercisiydi adeta.Özdenören, o günlerden bu güne edebiyatımıza ve fikir hayatımıza tanıklık etmiş ve yönettiği dergilerde, yayınladığı eserlerde bu tanıklığı kayda geçmiş bir yazardı.Onun bulunduğu fotoğraflara bakın, hep güzel adamlarla yol yürüdüğünü göreceksiniz; ikiz kardeşi Alaeddin Özdenören, Mehmet Akif İnan, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç...Her biri Türk edebiyatında özgün yerler edinmiş; hikayede, şiirde, sanatta, edebiyatta 'yerlilik' düşüncesinden hareketle evrensel dili yakalamış büyük ustalar.Ona göre insan ikilemlerden, zor sorulardan ibaretti.Kendini bilmekten maksadın kul olma idrakine varmak olduğunu ifade eden Özdenören'in kitap adları bile özgün bir yazarla karşı karşıya olduğumuzu haber verir: Gül Yetiştiren Adam, Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı, Çok Sesli Bir Ölüm, Çözülme, Uyumsuzlar, Denize Açılan Kapı, Çarpılmışlar...Hiç çalışmadığınız yerden sorular soran, düşüncenin kıvrımlarında dolaşan, zor sorulara çözüm önerileri teklif eden bir münevverdi Özdenören.Yeni Şafak'ta kültür sanat editörlüğü yaptığım yıllarda, daima yazılarını zamanında gönderen, çalışma disiplinine önem veren, okura karşı kendini sorumlu hisseden, nezaket sahibi bir ağabeydi.Hep 'solcu' yazarları onur konuğu yapmasıyla bilinen TÜYAP Kitap Fuarı yöneticileri, bir keresinde, Rasim Özdenören üzerinden kendilerini temize çekmeye çalışmış ve Özdenören'i onur konuğu olarak davet etmelerine rağmen cevap alamadıklarını söylemişlerdi.Oysa bu bir yalandı; Özdenören hayatı boyunca TÜYAP'tan asla böyle bir davet almadığını söylemişti.Vaka, Özdenören'in TÜYAP'a değil, TÜYAP'ın Özdenören'e ihtiyacı vardı.Rasim Özdenören'in ömrü kitaplar arasında ve yazı odasında geçti.Mavera ile başlayan süreçte edebiyat dergiciliğine büyük emekler verdi. Hikayeleri, entelektüel ufka yepyeni pencereler açan denemeleri ve çevirileriyle yarım asırdır kültür ve sanat hayatımızda önemli bir yer edindi.Nüfuz edici düşünceleriyle nesilleri beslemiş, aydınlatmış