Ne büyük nimet

Hatırlayışlar olmasa, mazi olmasa, hayat bunca anlam kazanabilir, derinlere kök salabilir miydiAna kucağı, ilk sevinç, kalp ağrısı, ilk iş, dostlukların ilk günü, gurbette bir akşam, ayrılıklar, hayal kırıklıkları, bir öfke anı, okul sıraları, öğretmenin parmaklara vurduğu cetvelin acısı...Kız kardeş, anne yarısı gibidir, o da unutmuyor. İlkokuldayken söylenmiş bir söz: 'Çalışmaya başladığımda ilk maaşım senin olsun ablacım.' 1990'lardan beri kaç yıl geçmiş...'Anne yarısı' saklamış...Bir gün 20 milyon Türk lirasını cebinden çıkarıp gösteriyor, 'Bu senin ilk maaşın.'Yepyeni, gıcır gıcır 20 milyon Türk lirası; harcamaya kıyılamamış, tedavülden kalkmış, küçük kardeşin alın teri... Kalpte saklanmış sevgiyle...İnsanı tüketirken zaman, 'Hey gidi günler' dedirten o hatırlayışlar, imtihanlar, sınayışlar, bizi biz yapan temeller, vefa duvarımızı tek tek ören tuğlalar... Bir kitaptan alıntıyla ilerleyelim. Onda da hatırlayışlar var.'Otuz yıl evveli. Henüz orta okulda öğrenci olduğumuz zamanlar. İmam Hatip'liyiz. Tepeden tırnağa vicdanla yaşıyoruz. Okul çıkışı Mevlana Caddesi üzerindeki Telekom'un önünde bulunan telefon kabinlerinden birine giriyoruz iki kardeş. Jetonu atıp yerel radyo kanalı Anadolu FM'i arıyoruz. İstek programı var akşama doğru. Abdülbaki Kömür'den Yalnızlığın Şarkısı'nı istiyoruz. 'Kimin için' mi 'Ben, kardeşlerim, Ceran ailesi ve tüm Müslümanlar için'. Öyle ya hepimizde bir karşılığı var Abdülbaki Kömür'ün.'Bu satırları alıntıladığım Süleyman Ceran'ın yeni kitabı Hatırlayışlar'ı (Temmuz Yayınları) okurken, ezgilerle büyüyen bir neslin tertemiz kalp atışlarını hissetmemek ne mümkün.İyi ki hikayelerimiz yazılıyor.Süleyman Ceran deneme, edebiyat, fotoğraf, sinema, tiyatro gibi pek çok ilgi alanına sahip bir yazar.Okur Kitaplığı'ndan çıkan Seyir Günlüğü bir sinemaseverin notlarından oluşuyordu. Sevdiği filmleri, televizyon dizilerini ele alıyor, yer yer eleştirel yaklaşımlarda bulunuyordu. Uzak Ülke adlı eseri ise tarih, siyaset, kültür ve sosyoloji aşısı