'Kantin parasıyla İHA almak istiyoruz'

Kızılelma belgeselinde çok anlamlı anlar var elbet ancak Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'ın vurgu yaptığı iki kelime (yahut metafor) var ki meselenin özünü oluşturuyor: Dokunmak ve takoz...Evvela Kızılelma belgeselinin gösterildiği geceyi özetleyelim...Doğrusu, Harbiye'deki İstanbul Kongre Merkezi'ni hiç bu kadar kalabalık görmemiştim.Büyük salon dolup taşınca, iki salon daha açıldı.Gecenin yıldızı Selçuk Bayraktar salona girdiğinde Hollywood yıldızlarını bile kıskandıracak bir alkış tufanı koptu.Çok sevilmesi boşuna değil; ekibiyle birlikte, teknoloji alanında, etkisi Türkiye sınırlarını aşan uluslararası marka haline gelen başarı hikayelerinden birini yazıyor.Her şeyden önemlisi özgüveni ve 'biz yaparız' diyen girişimci ruhuyla genç kuşaklara rol model oluyor.Türkiye'nin yerli ve milli imkanlarla üretilen ilk insansız savaş uçağı Kızılelma ve Bayraktar ailesinin teknoloji yolculuğunu anlatan belgeseli izlemeye gelenler arasında sanat, siyaset, medya, spor ve teknoloji dünyasından ünlü simalar vardı.En çok da gençler...Gelelim dokunmak ve takoz meselesine...Selçuk Bayraktar'ın (belgeselde de söz ettiği üzere) bu kelimelere yüklediği anlam önemlidir.Bir çocuğun yerli ve milli imkanlarla üretilmiş, ileri teknoloji bir ürüne dokunması, 'bizden bir şey olmaz'cılara inat 'özgüven' inşası demek. Her şey dokunmakla başlıyor."Çünkü' diyor Bayraktar, ''Teknofest'te yer alan her bir takım bizim 20 sene önceki o başladığımız çekirdek ekip demek. Oradan bir tane hikaye çıkar ve bu ülkeyi güçlü geleceğe taşır.'Takoz meselesine gelince...Bu öyle çetrefil bir mesele ki insanın kolunu kanadını kıran, olacağı varsa da oldurmayan, öteleyen, sümen altı eden, görmezden gelen, taş koyan, perdeleyen sinsi bir güç.Yani, Bayraktar'ın mecaz bir anlam yükleyerek 'takoz' dediği şey bir zihniyet meselesi... Devrim otomobilini 1961'de çöpe atan menfi bürokrasi mesela...Söz gelimi uçak yaptınız, pistte uçuşa hazırsınız...Lakin tekerin önünde bir takoz var. İşte o takoz kaldırılmadıkça koca uçak hareket edemez, yerinden kımıldayamaz, dolayısıyla hedefine ulaşamaz.Takoz küçüktür ama işlevi etkilidir.Belgeselde Selçuk Bayraktar bu meseleyi çok güzel özetliyor.Tabi bu "takoz zihniyetin" bir de 'neme lazım'cı tembelliği söz konusu.Bayraktarların yaşadığı bir hikayeden örnek verelim:Vakti zamanında,