Anadolu'nun sessiz romanı

Türkiye'de, başında 'geleneksel' olan tüm sanatlar, bir zamanlar, akademiden kovulmaya çalışılıyordu, kovulmasa bile hor görülüyordu.Neyse ki artık üniversitelerimizde (kendi sanatlarımıza karşı) eskisi gibi 'bağnaz' tutum sergilenmiyor. Bakın, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde "Geleneksel Türk Sanatları Bölümü" kurulmuş.Tezhip, minyatür, hat ve ebru sanat dallarında 4 yıl süreyle eğitim verecek bölüm, 20 kişilik kontenjanla, yeni akademik yılda faaliyete geçecekmiş.Zaten Bursa gibi, Osmanlı'nın ilk başkenti, tarihi ve kültürel mirasın önemli merkezlerinden birinde, geleneksel Türk sanatları bölümünün şu ana kadar açılmamış olması üzüntü verici bir tabloydu. Lakin, Geleneksel Türk Sanatları Bölümünün kendine ait bir binası yok, şimdilik geçici bir merkezde eğitim verilecekmiş.Keşke bir babayiğit çıksa da, kendi adını verecek şekilde, yeni bina yapımı için destek olsa...Bir güzel haber daha...Geçen televizyonda 'Maraş Gülü motifi'nin Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillendiği haberi vardı.Maraş Gülü'nün özelliği, Kurtuluş Savaşı'na dair sembolik bir anlam taşıması...Kahramanmaraş'ın kurtuluş tarihi ve kışın en çetin olduğu 12 Şubat gününde kentte açtığı rivayet edilen bir gülün kentin düşman işgalinden kurtuluşuna dair işaret olduğuna inanılıyor.İşte, zaman içinde, bir el sanatına dönüşen Maraş Gülü motifinin hikayesi böyle başlıyor.Tabi, el sanatı deyip geçmemek lazım; oradaki bütün şekillerin, sembollerin bir anlamı var.Kimi dile gelmemiş bir sevdayı, kimi bir kahramanlık öyküsünü imliyor; insanımızın kederi de neşesi de var bu motiflerde. Zengin bir tarihi geçmişe sahip el sanatları adına her yıl ''Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali' de düzenleniyor. Farklı illerde gerçekleşen festival bu yıl Tarihi Kayseri Kalesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde bugünlerde gerçekleşiyor.Festivale, Türkiye'nin dört bir yanından, 17 şehirden 31 sanat dalında 31 sanatçı katılıyor.Taş oymacılığından,