Barış Terkoğlu

Cumhuriyet

İnci İnci intihalde birinci

Elinde sopa olanlar kural koyuyor. Çizdiklerini de en çok onlar bozuyor. CHP lideri, cuma günü Boğaziçi Üniversitesi'ndeydi. Sebebi belli. Üniversitenin rektörü Naci İnci, "rektör"den önce "iktidarın adamı" namıyla anılıyor. Geldiği günden beri Boğaziçi'ni Boğaziçi yapan ne varsa onunla uğraşıyor. Yüzlerce soruşturma, görevden alma, personel sürgün

Biri hukuk devleti mi dedi

Bir başkasının duvarını yıkıyorsa hukuk göze ne güzel görünür.Önce "Kreşleri kapatırız" yazısı gönderdiler. Kendilerinin seçimlerde kreş açma vaatleri, kurdelesini kestikleri kreşler ortaya çıkınca "Kreşleri kastetmedik" dediler. Özel okullara "Belediyelere kreş açtırmayacağız" vaadinde bulundukları görüntüler ortaya çıkınca döndüler dolaştılar bu

Bir garip İmamoğlu belgesi

Çizgileri çizenler çizgileri geçiyor. Düzenin kuralsızlaşmasının nedeni bu.Perşembe günü bu köşede okudunuz. Aksaray'dan başlayan bir yargı hikâyesini anlatmıştım. Hakkında inceleme yapılan bir hâkim, aleyhindeki dosyanın peşine düşünce koca bir arşive ulaşmıştı. Arşive göre, kimi savcı kimi hâkim, hakkındaki FETÖ bulgularıyla göreve devam etmiş, y

Teğmenleri değil yargıçları konuşalım

Sabah yüzüne suyu çarpıp uyanıyorsun. Bir bakıyorsun, aynadaki yansıman çamur içinde. Su kirliyse nasıl yıkanacaksınSosyal medyada teğmenlere ceza verilemeyeceğini söyleyen Antalya Cumhuriyet Savcısı açığa alındı. Gazeteci Alican Uludağ'ın duyurduğu o haberi okuyunca "İşte bu" dedim. Yandaşlar, Antalya'daki savcının bir anda geçmişteki paylaşımları

Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması

Ordu, top mudur tüfek mi Yoksa ete de tırnağa da hükmeden bir ruh mudur"Ey Müslümanlar! Ne duruyorsunuz, Halife Abdülmecit hududa geldi, sancak-ı şerif çıktı. Gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim."Mehdi olduğunu söyleyen Derviş Mehmet ismindeki yobaz, 23 Aralık 1930 günü Menemen'de halka böyle çağrı yapıyordu. Etrafına kalabalık da toplamıştı

Kadınlara cehennem hazırlayanlar

Bir cehennemin içindeyiz. Acı yanı; odunu taşıyan da ateşi yakan da çok yakınımızda. Hani ölsen 45 saniye haber oluyorsun diyorlar ya. Belki aklınızda bile kalmadı. Oysa kadınların trajedisini anlamak için yaklaşıp bakmak, ateşi hissetmek gerekiyor. Semra Demirelli genç bir gazeteci. Elazığ'da yerel Fırat TV'de çalışıyordu. Güleryüzlü, sevilen biri

Mustafa Kemal'in askerleriyiz!

Ellerini kollarını bağlamışlar. Ağzına bez sıkıştırmışlar. Sürekli vuruyorlar. Buna da yargı diyorlar. Sadece "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye bağırdılar. Sadece yıllardır TSK'nin geleneği olan mezuniyet yeminini ettiler. Ardından günlerce hakarete uğradılar. Haklarında soruşturma açıldı. Öğrendik ki Kara Harp Okulu dönem birincisi Teğmen Ebru

Ayşe'yi siz öldürdünüz!

Biliyorum, insanlar adalet üzerine konuşmayı sevmiyor. Oysa içinde olduğumuz bataklığın çamuru ondan.Geçen salı, hiç kimsenin konuşmadığı bir davanın duruşması vardı. Ne haber oldu, ne takip eden. Sanık bile ortalıkta yoktu. Memleketin uzak köşesinde, Muş'taydı.Ayşe, 20 Nisan 1997 doğumluydu. Muş'un Korkut ilçesi Azaklı köyünde yaşıyordu. Gelecekte

Önümde duran üç fotoğraf

Türkiye'ye dair meşhur fıkra...Hapisteki tutuklu, cezaevindeki kütüphane görevlisine bir kitap sorar. "O kitap yok ama yazarı var" yanıtını alır.Geçen hafta da tam da böyle oldu. Perşembe günü bu köşede, Esenyurt Belediye başkanını tutuklatan İstanbul başsavcısının, işadamı Mübariz Mansimov'un kurduğu kanalı ziyaretini yazmıştım. Yazıdaki kaynağım,

Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı

Yargı dedikleri koca bir paspas. Kim isterse o çiğniyor.Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla hapiste. Tutuklamaya sevk yazısına bakarsanız en büyük delil, kardeşi PKK'li birinin annesinin ölümünün ardından açılan başsağlığı telefonu. Yani savcılık diyor ki: Kardeşi PKK'li birine annesi ölse de başsağlığı dileyem