Bahadır Çokişler

Sözcü

Barça ne anlar (!)

Carles Rexach...Eski Barcelonalı futbolcu, La Liga'da gol kralı olmuş. 34 yaşında futbolu bıraktıktan sonra kulübü Barcelona, başarılarının tesadüf olmadığına karar vermiş olacak ki (Milli takım kariyeri, aldığı kupalar) B Takımı'nı ona emanet etmiş. Lionel Messi'yi Barca'ya getiren teknik adam olarak tarihe bile geçmiş. İki sene evvel 75 yaşındayk

İnsan mezarını ağzıyla kazarmış

Beşiktaş'ta görmeye alışık olmadığımız sahnelere sıkça rastlar olduk. Divan toplantısında üslup desen yok, birlik-beraberlik desen hak getire, karalama, iftira, yalan, hakaret, başkanlık makamını küçültme... Eski bir yönetici tanıdığım bana, "Yakında büyük kulüplere başkan bulamayacaklar" demişti. Haksız da değilmiş.Divan Başkanı, kulübün seçilmiş

Tek suçlu Efe mi

'Suç Ve Ceza' romanının başkahramanı Raskolnikov'un iç konuşmalarının genç okurun sosyo-psikolojik durumuna etkisini göz ardı edemeyiz, öyle değil mi İşin kolayına kaçıp toplumun önüne bir suçlu çıkarır, diğerlerine de, "Bakın hepinizin sonu böyle olur" demek; işte yeni alışkanlığımız...Geçen hafta bir derbi oynandı. O derbiden akılda kalan sadece

Ceberrut anlayış bitti

FENERBAHÇE ve Galatasaray, her ne kadar devleti AİHM'de mahkûm ettirdiyse de asıl amaç TFF ve kurullarının keyfi cezalarının önüne geçmekti. Bu durumda devleti küçük düşüren TFF artık ifade özgürlüğü kapsamında keyfi cezalar veremeyecek. Kesilen cezaları kulüplere geri ödeyecek olan hâkim güç konumundaki devletimiz de olsa sorumlularına ne olacak b

Zor galibiyet

GOMİS gibi golcün varsa iş her zaman kolay olur. Uyuyan kenar beklerine, kanatlarda oynayan genç oyuncularına, hatlar arasındaki kopukluklara, yenilerin uyumsuzluğuna rağmen denenmiş golcün çıkar maçı zor da olsa kurtarır. Zorlu Trabzon maçı öncesi zor alınan galibiyet ciddi bir moral kaynağı olacaktır.ÜMRANİYE gibi lige yeni çıkmış bir takıma karş

Bücürlerin yediği tokat

Futbol seyirci ile güzel oluyor, açıkçası özlemişiz. Yeni her zaman eskiyi bozar derler ama eskiye de özlem duymuyor değiliz. Başarıya merdiven dayayan, o 2000'li yılların meşhur ve aynı zamanda göze güzel gelen futbolunu oynayan Galatasaray'ın 'bücürleri' geldi aklıma. Okan-Emre-Suat... Müthiş pres, paslaşmalar sonrası sonuca giden bir ekip vardı.

Tecrübe kazandı

Galatasaray gibi büyük bir takımda oynamak için sadece iyi olmak yetmez, yetenekli ve dayanıklı olmanız hatta yakaladığınız fırsatları gole çevirmeniz gerekir. Boey, Berkan, Antalya karşısında ilk yarı adeta tel tel döküldü.Emre Akbaba, Kerem ve Yunus üçlüsü Seferovic'i besleyemedi. İyi ki Muslera vardı. O olmasa daha ilk yarı Galatasaray teslim ol

Tiyatroya hazır mısınız

Futbolumuz artık skandallarla anılan, yalanın ve dolanın eksik olmadığı, kaypaklığın zirve yaptığı bir ortam oldu. Sistem tamamen siyasetin üzerine kurulduğundan kulüp yöneticilerinin bile resmen olmasa da atamayla geldiğini anladık. Zaten günlük yaşantımızda da tepki göstereceğimiz birçok olayı artık garipsemiyor, tepkisiz insanlar haline geliyoru

Büyük Arda, küçük Arda'ya örnek olsun!

Yıldız futbolcumuzu hemen göklere çıkarırız sonra da yerin dibine sokarız. Hele ki büyük takımda oynuyorsa ayıplarını, yanlışlarını hatta suçlarını görmezden geliriz. Sahada yumruk atar, boğaz sıkar, tribünlere hareket yapar, en yakın arkadaşına silah çeker, "Onun adı şu bu, yapar" deriz.Kaybolmaya yüz tuttuklarında ise bu çocukları bunalıma sürükl

Yeni başkan ve gerçekler

Kanunlar izin verirse ya da yeni bir Bizans(!) oyunu sergilenmezse Galatasaray seçime gidecek. Gidecek gitmesine ama seçilecek olanın işi gerçekten zor olacak. Büyük kulüpler için sürdürülebilir yönetim olmazsa olmazlardandır. Kulislerde dillendirilen en önemli dedikodu ise kim seçilirse seçilsin ömrü en fazla 5 aylık olur.Burak Elmas mevcut adayla