Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi Fenerbahçe bakanlığa başvurdu

Hakem Halil Umut Meler'in, Ankaragücü Başkanı Faruk Koca tarafından yumruklanmasıyla birlikte başlayan "şiddet" tartışması başka bir tartışmayı da gündeme getirdi. 3 Temmuz 2011'de Fetullah kumpasıyla Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım ve arkadaşları yaklaşık bir yıl Metris'te hapis yattı. Bu olayların devamında özellikle Fenerbahçe tarafından ısrarla bir olaya dikkat çekildi: "4 Nisan 2015'te yaşanan otobüs kurşunlanması aydınlanmalı."

Önce olayı kısaca hatırlatayım:

Tarih 4 Nisan 2015.

Çaykur Rizespor ile Fenerbahçe arasında oynan süper lig maçı sarı lacivertliler lehine 5-1 sonuçlandı. Fenerbahçe kafilesi Trabzon Havalimanı'na doğru yola çıktı.

Saat 22.18.

Fenerbahçe futbol takımını taşıyan otobüse Sürmene İlçesi Soğuksu Mahallesi Sahil Yolu Viyadük girişinde silahlı saldırı yapıldı. Pompalı tüfekle yapılan ateş sonucu otobüsün camı kırıldı, otobüsü kullanan şoför yaralandı. Otobüste futbolcularla birlikte 39 kişi vardı ve neyse ki ölüm yaşanmadı. Olayla ilgili iki gözaltına alındı ve sonra serbest bırakıldı. Sürmene Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada (2016493 soruşturma numaralı dosya) savcılık 4 Ağustos 2020 tarihinde ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Bunun üzerine Fenerbahçe Kulübü harekete geçti ve Trabzon Sulh Ceza Hakimliği'ne "kararın kaldırılması" için başvuruda bulundu. Bu da 24 Mart 2021'de Sulh Ceza tarafından reddedildi. Ve bunun üzerine Fenerbahçe'nin avukatı İrfan Coşkun, Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Neden mi Dilekçeden okuyalım:

"Bozulması istenen mahkeme kararı: Trabzon 1. Sulh Ceza Hakimliği 20202064 D. İş sayılı 24 Mart 2021 tarihli kovuşturmaya yer olmadığı kararına itirazın reddi kararı."

Fenerbahçe'nin sunduğu dilekçede çarpıcı detaylar var; sonuçta kulüp beş şüphelinin silahlı saldırıyla ilgili suçu şöyle tanımlıyor:

"Birden fazla kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme."

Peki Adalet Bakanlığı'na sunulan dilekçede neler var Hangi çelişkilere dikkat çekilmiş

"Şüphelinin beyanıyla HTS kayıtları örtüşmüyor"

Dilekçeden okuyalım:

"Şüpheli E. A.'nın ifadesi ile aynı gün düzenlenen HTS İnceleme Tespit ve Değerlendirme Tutanağı incelendiğinde; bu şüphelinin beyanlarıyla HTS raporundaki kayıtların birçoğu uyuşmamaktadır. Şüphelinin hangi saatte nerede olduğu yönündeki beyanları ile HTS kayıtları tamamen uyumsuz olup, saldırıya uğrayan takım otobüsünün güzergahı, bulunduğu yer ve saatler ile uyum içinde olmasına rağmen işbu çelişkiler giderilememiş, şüphelinin ifadesine yeniden başvurulmamıştır."

"Şüpheli E.A.'nın ifadesinde olay günü görüştüğünü iddia ve beyan ettiği kişilerin hiçbirisinin beyanları dosya kapsamına alınmamıştır."

Şimdi bu noktada "otobüs kurşunlanmasının odağındaki" şüpheli E.A. ile ilgili Sürmene Başsavcılığı'nın soruşturma dosyasına uzanalım:

"Yapılan araştırma kapsamında olayın meydana geldiği yol güzergahında siyah renkli bir aracın akşamları gelerek yol kenarına sık sık park ettiği... Yine olayın meydana geldiği anda bu aracı olay yerine yakın bir şekilde park ettiğinin görüldüğü... Yapılan araştırmada aracın kullanıcısının şüpheli E.A. olduğu... Şüphelinin olay anında orada olduğu, cep telefonundan olay anını gösterir resim ve videoların paylaşımını yaptığı, şüphelinin olay anında olay yerinde bulunduğu ve olay anına ilişkin Facebook üzerinden video ve fotoğraf paylaştığı..."