Ayşe Böhürler

Yeni Şafak

Düşünce tarzını değiştirmek

"Sorunlarımızı, onları yaratan düşünce tarzımızı kullanarak çözemeyiz."Albert Einstein (1879-1955) "21. yüzyılın düşünce ve duygu biçimi, zeitgeist, "postmodernizm" ile ifade edilir. Akademik dünyanın başat felsefe olarak benimsediği postmodernizm, hakikat diye bir şeyin olmadığını, "hakikat" denilen şeyin beyaz Avrupalı erkeklerin yıllar yılı başa

İsrail ordusunun yabancı askerleri

İsrail, kurulduğu 1948 yılından bu yana ilk kez, Gazze'deki askeri operasyonları nedeniyle Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde soykırımla suçlandı. UAD 26 Ocak'ta verdiği kararda İsrail'in Gazze'deki soykırım eylemlerini önlemek için tüm önlemleri alması gerektiğine karar vermişti.Peki, soykırı

İstanbul'un geleceği Türkiye'nin geleceği demek

Ekrem İmamoğlu İstanbul'da müthiş bir algı operasyonu yapıyor. Elbette bu operasyonda yalnız değil. Medya üzerinden bu operasyona destek veren çok kalem var. CHP oldum olası büyük yatırımlara önce karşı çıkar, sonra kendisi yapmış gibi sahiplenir. 30 Ekim 1973'te hizmete açılan ilk Boğaziçi Köprüsü'nden, barajlara Bir türlü büyük düşünmeyi öğreneme

Türkiye'yi taşıyacak düşünce kapasitesi nasıl gelişir

Çoğu zaman geçmişteki kavgalarla oyalanmaktan 'an'a ve geleceğe bakmaya fırsat kalmıyor. Türkiye'nin geleceğini doğru kurması için bu kavgaları bitirmesi gerektiği kanaatindeyim. Çatışmaları giderebilmek için en iyi yöntem konulara soğukkanlı bakabilmeyi başarabilmek.İsmail Kara'nın Dergah yayınlarından çıkan Resimli Cumhuriyet Din Kitabı'nı (3 cil

Amerika'nın mesajı

Geçen hafta Christiane Amanpour bir gönderi paylaştı. Mervan Barguti'yi konu edinmişti. "Birçok İsrailliye göre o bir terörist, birçok Filistinli içinse o onların Mandela'sı" dediği, 20 yıldır İsrail hapishanelerinde olan Mervan Barguti'nin hikayesini anlatan belgeseli takdim ediyordu. "Yarının Özgürlüğü" ismiyle yapılan belgeselin yönetmeni ve Bar

Her şey yalanmış

400 yılı bulan aydınlanma süreçleri, aklın dini yenmesi, eşitlik, kardeşlik derken geldiğimiz yerde koca bir hayal kırıklığı ile karşı karşıyayız. Eski Yunan'ın öjenik- yani insan ırkının ıslahı- tutumuna, kendini 'ileri' olarak tanımlayan ülkelerin, 'geri' buldukları toplumları sömürebilme iddialarına geri döndük. Akıl ve insanlık rafa kalktı, yer

Mekânın şerefini içinde oturanlar sağlar

Haftalık yazı yazmanın kendine göre zorlukları da kolaylıkları da var. Hafta başı gündem üzerine şunu yazarım bunu yazarım derken hafta sonuna geliniyor. Böylece yazı gündemlerim değişmese de onları başka çerçevelerde ele alıyorum. Bugün iki önemli yazardan iki alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum, buyurunİstanbul deyince akla ilk gelen isimlerden

Hayat dile yansır

Kültür meseleleri üzerine yazarken her iş dönüp dolaşıp onun taşıyıcı kolanlarından birisi olan dile geliyor. Yaşadıklarımızı hikâye edemiyoruz, duygularımızı anlatamıyoruz derken de, ayrıştık derken de, karşı tarafı anlayamıyoruz ya da onlar bizi anlayamıyor derken de yine konular hep Türkçeye dayanıyor. Batı merkezli düşünce ve tarih anlatımının

Türkiye kendi mottosunu ortaya koymalı

Ateş kapının önüne gelmeden bakmamak Çoğu zaman takındığımız bu tutum özellikle kültür meselesi için çok daha fazla geçerli. Belki de bu yüzden keskin bir yol ayrımının yaşandığı Cumhuriyet ile birlikte en çok tartışılan konu olmasına rağmen en az gayret sarf ettiğimiz alanlardanbirisi oldu.Cumhuriyet'in ilk nesil düşünür ve yazarları Mümtaz Turhan

Hocam Alev Alatlı

Alev Alatlı, murakabe yaparak bilgisini sürekli yenileyen Müslüman bir Türk münevveriydi. Öyle ki Kapadokya Üniversitesi için yaptığı programın adını Murakabe Günleri koymuştu. Ana akım anlatılara her zaman kuşkuyla bakar, çalı dibi karıştıra karıştıra arkasına, daha da arkasına bakmaya çalışırdı.Kendisini, ne yapmaya çalıştığını en iyi Nasihatname