Vay benim emeklerim
Vay benim emeklerim
AYHAN DEMİR
Maalesef, emeksiz ilerleyenlerin devrindeyiz. Büyük emeklerin bir çırpıda yok sayıldığı günlerden geçiyoruz. Onca meşakkatle, mücadeleyle meydana getirilmiş işlerin yıkılmak istendiği günler.
Bu durum kimseyi yanıltmasın. Emeksiz ilerleyenlerden eser çıkmaz. Esersiz ve emeksiz ilerleyenler, bugün var, yarın yoktur. Yarınlara kalacak, gönüllerde yer edecek şeyler bellidir. Emek ziyan olmaz. Eser unutulmaz.
Cebe giren, cüzdana uzanan elin güzelliği: Emeğin tertemiz elleri...
Verilen emek, elbette alacak hanesine yazılmaz. Bununla birlikte emek, hürmet ister. Emeğe saygı diye bir şey varsa, ki mutlaka var, işte o beklenir. Bu sebeple, emeğe hürmet etmek, birinci vazifemiz olmalıdır. Emeğin ne olduğunu bilenler, onun karşısında, her daim saygı duruşuna geçer.
Tersi de elbette mümkün.
Onca yıllık emsalsiz bir emek, kıymet bilmeyenin ellerinde, bir anda sıfırla çarpılabiliyor. Neticede bu kadar insanın emeği ve şu kadar masraf, boşa gidiyor. Son cümle maalesef genelde aynı oluyor: "Vay benim emeklerim..."
'Bal tutan parmağını yalar' diyorlar. O balda binlerce işçi arının emeği, fedakârlığı ve hakkı yok mudur Bunun ne kadar veballi bir durum olduğunu söylemeye gerek var mı Uzun emekler sonucu ortaya çıkan birikimlerin bir çırpıda yok sayılması, kendi hanemize yazılması yahut gölgelenmek istenmesi, insafsızlık değil de nedir
Yılların çabasıyla ve dokunaklı fedakârlıklarla oluşan birikimleri bir çırpıda yok sayılması, her şeyden evvel, Allah'ın gücüne gider. Emeğimiz önce Allah'a, sonra hakikatli ve hakkaniyetli insanlara emanettir.
Emek, sadece herhangi bir iş-güç için verilen bir şey değildir. Çocuk, ziyan olmayan emektir. Bir de memleket var.
Memleket, başlı başına emektir.Bir milletin mensubu olduğu bin yıllık emek. Sıcak yaz günlerinde söndürülmeden atılan bir izmarit, yıllar boyunca verilmiş, bütün emekleri heba edebiliyor. Koskoca bir orman, kül yığına dönüşüyor.