Bosna'da bir garip seçim

Bosna Hersek, yeni yerel temsilcilerini belirlemek üzere, 6 Ekim'de sandık başına gidecek. Bu seçimler, ülkedeki siyasi partilerin yeni güç dengesini ortaya koyacak olması sebebiyle, oldukça önemli. Seçim yerel olsa da merkezi hükümetlerin performansı, halkın tercihini etkileyecektir. Hem iktidar, hem de muhalefet partileri, bunun fazlasıyla farkındalar.

Ne var ki

Ülke genelinde, sosyal medya haricinde, anlamlı bir seçim kampanyası yok. Toplumun temel sorunları ve bunların nasıl çözüleceği hakkında konuşan, çok az parti ve aday var. Meydanlarda, insanların eline bir takım kâğıtlar tutuşturuluyor. Fakat bunların birçoğu doğrudan çöp kutusuna gidiyor.

Halk arasında, seçime karşı, büyük bir ilgisizlik var. Bosnalıların birçoğu, seçimlerin neticesinde, önemli bir değişim olmayacağını düşünüyor. Birçok kişi, seçim tarihini bile bilmiyor. Zaten anket pastalarının en büyük dilimini, seçime katılmak veya hiçbir partiye oy vermek istemeyenler oluşturuyor.

Bu yerel seçimlerin en ilginç tarafı, siyasi yelpazenin farklı konumlarında yer tutan, her seçime farklı bir partiyle katılan isimler. Soldan merkeze, merkezden sağa. Elbette, bu sırayı takip etmeyenler de var. Soldan sağa, sağdan sola.

Önce Hırvat milliyetçisi, şimdi Boşnak partisinden aday olanlar da var. Her ne kadar çok daha şaşırtıcı gibi görünse de bu adaylar, en azından merkez sağ siyasete sadık kaldıkları için, biraz daha anlaşılır duruyor.

Her şeye rağmen

Yerel seçimlerde en büyük mücadele, partilerin güçlerini ölçeceği; Merkez'den (Centar) başlayarak, Saraybosna Kantonu'na bağlı ilçe belediyeler ile Mostar, Banyaluka, Livno, Bihaç ve Zenitsa gibi önde gelen şehirlerde veriliyor.

Boşnak-Hırvat-Sırp ulusal partileri, en fazla sayıda yerel yönetimi yeniden kazanacaklardır. Ancak bu seçimlerde, büyük sürprizler de meydana gelebilir.

Son genel seçimlerde halkın 'değişim' umuduyla oy verdiği Troyka isimli üç benzemezler ittifakı, hiç de iyi bir performans sergileyemedi. Sosyal Demokrat Parti-SDP, Bizim Parti-NS ve Halk ve Adalet Partisi-NiP'ten oluşan üçlü ittifak, beklentilerin yakınından bile geçemedi. Bütçe açığı büyüdü, tencere küçüldü. Yolsuzluk ve yoksulluk arttı, geleceğe yönelik umutlar azaldı. Kısacası Troyka'nın başı büyük dertte.

Bu arada

Troyka'nın en küçük ortağı Bizim Parti-NS, azılı bir Türk ve Türkiye düşmanı. NS Genel Başkanı ve Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Edin Forto,Saraybosna Kantonu ve Bosna Hersek Federasyonu hükümetlerinin aşırı borçlanmasına yönelik eleştirilere, Türkiye üzerinden, şu cevabı verdi: "Bosna Hersek'in çok fazla borç almasını savunuyorum, İstanbul'dan 50 yıllık tramvay bağışı istemiyorum."

Belli ki Forto, korona virüs salgını sırasında, elçiliklerden Bosnalı çocuklar için maske dilenirken, ülkesine her daim dost eli uzatan, Türkiye'den gelen yardımları unutmuş.

Tarihinde ilk kez muhalefete düşen rahmetli Aliya'nın kurduğu Demokratik Eylem Partisi-SDA, bu sefer, halktan daha büyük bir şamar yiyebilir. Bu seçim sonrasında SDA'da taşlar yerinden oynayabilir.

SDA, Saraybosna Kantonu başta olmak üzere, birçok seçim bölgesinde aday çıkarmakta zorlandı. Hatta Troyka'ya karşı, farklı partilerin adaylarını desteklemek durumunda kaldılar.

Doğrusu, SDA'nın en büyük rakibi yine kendisi. Onun kendisine yaptığını, kimse ona yapmıyor, yapamaz.

Bosna'da seçim var. Seçime bir hafta kala, sahada olması gereken, parti lideri Türkiye'de. Biz oy verecek olsak, en azından kendi adıma, SDA'yı tercih ederdik. Fakat oyu, Bosna halkı verecek. Halk ise liderini yanında görmek ister.