Ataol Behramoğlu

Cumhuriyet

Türkiye düşünüyor

"Denklem çözülürken" başlıklı geçen haftaki yazımda iki soru vardı: Özetle: 1) Ülkemizde yaşanmakta olan ve gittikçe pervasızlaşan kötülükler tek bir kişinin ya da bir ekibin işi mi, yoksa daha büyük bir planın parçası mıdır 2) Trump yönetiminin Türkiye büyükelçisinin aynı zamanda bu yönetimin Suriye konusunda danışmanı olması, bunun da ötesinde sö

Denklem çözülürken

Hukuk dışı tutuklamaların ve suçlamaların 19 Mart'tan bu yana ivmesinin gittikçe hızlanması, pek çok kişi için olduğu gibi benim zihnimde de şu soruyu doğurmuştu: Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır Doğrusunu söylemek gerekirse bu soru zaten AKP'ye ve

Kalbinde dünyayı taşımak

"O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan Uğrunda asılırız... Attilâİlhan (15.06.192510.10.05) Türk şiirinin en yücelerinden yurtseverliğin yılmaz bekçisi Attilâ İlhan gibi bilgeşairin 100. doğum yılında yaygın etkinliklerle anılmayışı nankörlükten öte içten içe çürüme halidir." Attilâ İlhan'ın Deniz'ler için şiirinden üç dizeyle başlayan yukarıda

Yeni Türkiye(2)

Geçen haftaki yazıma "Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz" sorusuyla başlamış, 1920'lerde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin yepyeni çağdaşlık temellerini vurgulayarak günümüz yeni Türkiyecilerinin amaçlarının neler olabileceğine ilişkin görüşlerimi ve sorularımı sıralamıştım. Sözünü ettiğim yazıda eksik olan belki, yeni Türkiyecilerle kendileri

Yeni Türkiye

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor:Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz Başlangıç olarak TBMM'nin açıldığı ya da Cumhuriyetin ilan edildiği 1920'leri alırsak 100 yılı biraz aşkın bir geçmişten söz ediyoruz demektir. Bir ülke (ya da devlet) yüz yılda eskir mi Osmanlılık geçmişini anımsatanlar ola

Başarısız bir saldırının analizi

CHP'nin değerli genel başkanına yapılan yumruklu saldırıdan söz ettiğimi anlamışsınızdır.Sayın Özgür Özel saldırıya ilişkin olarak siyaset dersi gibi bir konuşma yaptı.Son günlerin birbirinden bağımsızmış gibi görünebilecek kimi olaylarını birbirine ince mantık ipleriyle bağlayarak özetle bu saldırının bir meczubun tek başına planlamasının söz konu

Ahmet Özer'in mesajı

Bu haftanın yazısı sayın Prof. Dr. Ahmet Özer'in kamuya X (Twitter) mesajı olsun istedim. Saygılarım ve kardeş sevgimle. Oturmuş hücremde düşünüyordum.Duvarda asılı Diyanet'in takvimine gözüm ilişti, 27 Nisan yazıyordu. Birden aklıma geldi, Silivri zindanında tutsak edilmemin üstünden tam 6 ay, yani 180 gün geçmiş... Dile kolay, özgürlükten yoksun

'Yapay zekâ' hakkında

Geçen hafta yayımlanan "yapay zekâ" başlıklı yazım "organik bir yazı" olarak nitelenip övülmesinin yanı sıra bazı okurlarımın mektuplarla itirazlarına yol açtı. Prof. Dr. Arif Demir, söz konusu yazının "insanlık ile teknoloji arasındaki derin felsefi çatışmayı yeniden düşünmek için kıymetli bir çağrı" olduğunu düşünmekle birlikte şu sözlerle de iti

Yapay zekâ

Yeni kuşak haklı olarak beni cahil bulacaktır. Yapay zekânın ne olduğunu anlayamıyorum. Daha doğrusu, anlamak istemiyorum. Çünkü adı üstünde, yapay olan hiçbir şeye güvenmiyorum Bunları yazarken hem iş hayatının hem özel hayatların her alanında yapay zekâ denen şeyin kullanıldığını bilmez değilim. Bir arkadaşım anlattı: Tanıdığı bir kadın yapay zek

Engizisyon

Engizisyon sözcüğü Latince soruşturma demek olan inquisitio sözcüğünden geliyor.Oldukça masum bir karşılık. Öyle ya soruşturma, adı üstünde, sonucu baştan belli olmayan bir sürecin adıdır. Oysa ilki 1231 yılında İspanya'da kurulan ve sonuncusu yine İspanya'da 1834 yılında ortadan kaldırılan engizisyon mahkemeleri, soruşturma yeri değil, üzerine yük