Kinle varılacak yer çukurdur!

Kin ve adalet... Yan yana anamazsınız. Ayet-i kerîmeyi yine hatırlatacağım: "... Bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi adaletsiz davranmaya sevketmesin!.." (Maide Suresi, 58). Siyasî liderler, kendilerine itiraz edilmesinden hazzetmezler. Nutuk'a bakın... Sırt sırta vermişler Millî Mücadele'yi yürütmüşler, biri dahi kendisini geri çekse Millî Mücadele akamete uğrayacak. Bu kadar çetin yollardan geçiliyor. Millî Mücadele bitiyor... Taşlar yerine oturuyor. Sonra iç mücadele başlıyor. Güya çok partili hayata geçilecek. İki ayrı parti kuruluyor. "Baş İrade" ikisini de kapatıyor. Öyle ağır sözler ediyor ki... Bütün komutanlar siliniyor. Geriye iki komutan kalıyor: Fevzi (Çakmak) Paşa ve İsmet (İnönü) Paşa. En muteber ikisi. Yine de İsmet Paşa'nın yeri ayrı. Doğu Cephesini elinde tutan, Kâzım Karabekir'e hücum cepheden... Hüseyin Rauf Bey, Lozan müzakerelerinde sırasında İcra Vekilleri Başkanı, yani Başbakan. O da hedefte. Nutuk'un yarısı münakaşalar, hücumlar... Ağır ifadeler kullanılsa bile üslûpta bir salâbet var. Birbirlerine sert muhalefet İttihatçılıktan tevârüs. "Baş İrade"ye suikasta bile kalkışıyorlar. Suçlu suçsuz, birçok insan idam sehpasına çıkarılıyor. Hepsi bir tarafa İttihatçıların Maliye Bakanı Cavit Bey, asker de değil; ne darbe yapacak, ne suikasta kalkışacak bir hâli var. İpe gönderildi. O "avdetî" (dönme) deseler, dönemin politikasında böyle bir dert de yok. Bizde siyasîler birbirlerinden keskin çizgilerle ayrılırlar. CHP içinden Demokrat Parti çıkıyor. Gelin görün ki kanlı bıçaklılar. Sonu darbeye kadar varıyor. Ve üç idam. İnsanın havsalası almıyor. Yakın zamana gelelim... 15 Temmuz Darbe girişimi. Göz göre göre lades! Acımasızlığın bu kadarı düşünülemezdi. İki İslâmcı kanat birbirine girdi. 251 kişi katlediliyor. (Reis Bey, Saraçhane Parkı'nda konuşmasında en az iki defa "252 şehit" dedi.) Dün İbn Haldun'dan girmiştik meseleye. R. T. Erdoğan'a, kim akıl etmişse, kurdurdukları üniversiteye "İbn Haldun" adını verdiriyorlar. "İbn Haldun" adı veriliyorsa, içinin de doldurulması lâzım. İbn Haldun (1332-1406) Mukaddime'siyle anılır. Hatıraları da vardır. Ondan da dersler çıkarılır. Şam'da Timur'la karşılaşması, muhavereleri şaşırtıcı. (Bkz. Nergishan Tekin, Emir Timur, Kariyer Yayınları). Mukaddime, devleti yönetenlerin başucu kitabı olmalı. İbn Haldun Üniversitesi'ni, üstelik kendi vakıflarına kurduran Saray, İbn Haldun'u ne kadar biliyor Bizde "kin" üzerinden siyaset yürütülüyor. Başta ayet-i kerîmeyi verdim. Kin asla İslâmla bağdaşmaz. İntikam güdemezsiniz.