Şimdi "vizyon" zamanı. Nereye baksanız, "vizyon" konuşuluyor. Karşılıklı vizyonlar havada uçuşuyor. R. T. Erdoğan, 28 Kasım'da "Türkiye'nin Yüzyılı" vizyonunu açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi vizyonları için 3 Aralık gününü verdi. Vizyon nedir Vizyon, Latince'de 'vide' kelimesinin görmek anlamında kullanıldığı, İngilizcede ise; "vision" kelimesinin Türkçe karşılığı. 'Vision' kelimesinin ise, Hint-Avrupa dil ailesinde görmek ve bilmek anlamına gelen weid, woid, wid kelimelerinden türediği belirtilir. Türk Dil Kurumu, "vizyon" karşılığı "görünüm"u uydurmuş. "Ülkü", "sağgörü" (ne demekse artık), "ileri görüş" açıklamalarına da yer veriyor. R. T. Erdoğan, 28 Kasım'da kendi vizyonlarını ("-lar"ı alışkanlıkla kullandım; tek yönetim olduğu için partisi de o "tek" içinde kalıyor. "Vizyonlarını" değil; "vizyonunu" diyebiliriz ancak.) 20 yıldır yaptıklarımızla konuşuyoruz diyor ve sıralıyor: Sürdürülebirliğin Yüzyılı, Huzurun Yüzyılı, Kalkınmanın Yüzyılı, Değerlerin Yüzyılı, Gücün Yüzyılı, Başarının Yüzyılı, Barışın Yüzyılı, Bilimin Yüzyılı, Haklının Yüzyılı, Verimliliğin Yüzyılı, İstikrarın Yüzyılı, Şefkatin Yüzyılı, İletişimin Yüzyılı, Dijitalin Yüzyılı, Üretimin Yüzyılı, İstikbalin Yüzyılı. Önce geldiğimiz yere bakılır, sonra gelecekten bahsedilir. Coşkun ifadeler. İnsanı uçurur. Ama dönüp geriye baktığında ileriyi nasıl gördüğünüz önem kazanıyor. Ne yapılırsa yapılsın, insanlar aş istiyor. (Vizyon metnine göz atınca aklıma geldi. Vizyonu açıklayan R. T. Erdoğan'sa, onun dil anlayışı öne çıkarılmalıydı. Elbette, metin, Saray'ın 1150 küsur odasına dağılmış, başdanışmanlar ordusu hazırlıyor ama, konuşan, metni okuyan R. T. Erdoğan. Bu metin önce, R. T. Erdoğan'ın fikrî yapısını, nerede nasıl konuşacağını bilen bir isim metni gözden geçirmeli, onun kullanmayacağını bildiği kelimeler ve cümle yapıları üzerinde oynamalıydı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin düştüğü durum malûm. ("Neoklasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır."