'Buz Tutan Gözyaşları'

22 Aralık 1914'te başlayan ve 5 Ocak 1915'te sona eren 14 günlük Sarıkamış harekâtının Birinci Dünya Savaşı'nda ayrı bir yeri vardır. Prof. Dr. Bingür Sönmez, Sarıkamış'ı Türkiye gündemine soktu desek yeridir. Yakın zamanda yayınladığı hacimli "Sarıkamış-Kafkas Cephesi" kitabından bahsetmiştim. (Tarihçi Kitapevi, 878 s.) Bingür Sönmez, Sarıkamış faciasını bütün olarak ele almış, Birinci Dünya Savaşı'na girişten, esaret yıllarına kadar işlemiş. Önemli bir kaynak. Bir tenkidim olmuştu. Muhteva için değildi. Nâzım Hikmet'in "Kuvâ-yı Millîye Destanı" başlıklı şiirinden bir bölüm almasıydı. Bu mısralar kitabı gölgeliyordu. N. Hikmet Millî Mücadele için Anadolu'ya geçtiği hâlde, yakın arkadaşı Vâlâ Nurettin'le Rusya'ya kaçmıştı. Üstelik o şiiri hapisten çıkabilme umuduyla yazdığını aynı ideolojiden gelmiş Yalçın Küçük ortaya koymuştu. Millî hassasiyet gösterilirken, tartışmasız isimler dikkate alınmalıdır. Bunu Ergun Göze yapmıştır. Ergun Göze'ye geçişim de yine Sarıkamış ve yine Bingür Sönmez bağlantılı. Ergun Göze (1931- 2009), "Sarıkamış'tan Çanakkale'ye-Buz Tutan Gözyaşları" kitabını yayınlamıştır. Büyük boy, lüks baskı, ciltli. (Boğaziçi Yayınları) Ergun Göze, kitabın başına, Samsunlu Hasan'ın, kendisi Allahuekber Dağlarında savaşırken, yeni evlendiği Emine'sinin verem haberini alınca yaktığı türküden "Gözümde gözyaşım buz olmuş akmaz Binlerce askerim yarına çıkmaz Kapandı gözlerim, bir daha bakmaz Belki ondan verem oldun Eminem."; Arif Nihat Asya'dan da "Dönmez misiniz Ey yolda kalanlar Yolcular! Garipler! Garip çobanlar! Allahuekber'de tekbir alanlar!" mısralarını koymuştur. "Önsöz"ünde şöyle yazar: "İkibin sekiz Martının 18, 19 ve 21. günlerinde üst üste üç ameliyat geçirdim. Üçü de ciddi ve sonuncusu By pass olan bu ameliyatları başarıyla gerçekleştiren milletlerarası üne sahip Prof. Dr. Bingür Sönmez, daha ilk görüşmemizde, rahmetli babamın 'Rusya'da Üç Esaret Yılı' hatıra kitabından cümleler söyleyerek beni şaşırtmıştı. Beni görmeden, tanımadan, babamın Kafkas Cephesi hatıralarını görmüştü. Sarıkamış'ın değerli olduğu kadar vefalı bu evladı Kafkas Cephesiyle alakalı ne varsa üzerine titriyor ve ana kucağının hazin macerasını bütün dünyaya bildirmek, derdini anlatmak için bu konuda bütün kaynakları da gün ışığına çıkartıyordu. Bu şerefli bir çaba idi. Çünkü Türk Tarihinin