Galatasaray camiası öyle ya da böyle mali genel kurul toplantısını yapmış Burak Elmas yönetimini idari açıdan ibra etmemiş. Gerekçesi haklıdır ya da değildir tartışılabilir. Ancak hak arayışına girmesi gereken taraf sadece başkan ve yönetim kurulu olmalıydı. Bir kulüp üyesinin hatta yakın tarihe kadar Galatasaray ile doğru düzgün bir teması bile olmayan Fırat Develioğlu gibi bir ismin süreci mahkemeye taşıyıp seçimin iptaline kadar uzanan süreci başlatması kesinlikle sıradan bir hak arayışı şeklinde geçiştirilemez. Develioğlu yaptığı açıklamalarda da Eşref Hamamcıoğlu ve Metin Öztürk'ü işaret ederek iki adayın ve listelerinin yetersiz olmasından dolayı böyle bir hamle yaptığını söylemişti. Bu yorum iki değerli aday dışında camianın tamamına karşı yapılmış bir saygısızlıktır. Bunu söyleyen ismin bu genel kurula kadar Galatasaray camiasında adının olmaması ise ayrıca konuşulması gereken bir konudur. Develioğlu'nun hukuki başvurularının kesinlikle camia refleksleri ile ortaya çıktığını düşünmüyorum. Galatasaray'dan çok Adnan Oktar suç örgütü ile adı anılan bu üyeye karşı camianın ileri gelenleri de duruş sergilemeli. Ayrıca Burak Elmas'ın seçim olması için yaptığı hamlelerin sonunda