Ruhumuzun Yeni Dili-II

Hayatı belli bir düzene koyma eski alışkanlıkları bırakma, dünya yaşayışını dengeleme üzerine kurulu bir anlayış, en küçük ayrıntıları kendi doğası içinde oluşturuyor. Beklentiler ve oluşlar insanın eliyle olur. İnsanlığa sunulmuş olan kâinatın ve bütün unsurların varlığı bir nimet. Bunu, aşırılara kaçmadan hakkıyla değerlendirme ya da yaşama ilkesini oluşturma. Bir önceki yazımızda: "verileni vermek, dağıtmak". Verilen rızıktır, rızık çalışılarak elde edilir. Elde edilen sadece kazanana ait değildir. Bugünün materyalist anlayışında ise bunun ifadesi oldukça güçtür. Oysa İslâm'ın özünde, insanların dayanışmaları temel esaslardan. Peygamberlerin hemen hepsi daha çok verici olmuşlardır. Çabalamadan, çalışmadan bir şeyi elde etmek işin kolayına kaçmak. Alın teriyle kazanılmayanın bir değeri olmaz. Uçucu bir özelliğe sahip. Bir dervişin ya da herhangi birinin yatarak bir beklenti içinde olması bir miskinlik. Tembellik ve atalet. Tabiî ki bunların özünü oluşturan durumlar daha çok belirleyici olur. pushfn('ads'); Fütüvvet kavramıyla hayatın belli alanlarında esaslar oluşturmak ve bunu hayatın doğasına uygun hâlde yaşamak ve yaşatmak. Birliktelik ve dayanışma ile. Hüseyin bin el-Mansur, el Hallac. el-Beyzavi'nin: "Fütüvvet, bu sıfata sahip olan kişinin bütün dileğini ulu Tanrı'ya hasretmesi ve Tanrı ile Tanrı için Tanrı'ya yönelmesidir."(1) (İfade tarzı yazara ait, alıntıladığımız için değiştiremiyoruz.) Allah'tan geldiğimiz için; ona adanmış bir hayatın, O'nun belirlediklerine göre yaşama ilkesidir bu. İnsanın kendi sınırlarını bilmesi esastır. Yukarıdaki tanımlama büyük sûfilere ait. Onlar da medeniyetimizin oluşumundaki yorumlarıyla ve yaşayışlarıyla hem açımlıyorlar hem de katkı sağlıyorlar. "Bu büyük sûfilerin tariflerine göre, fütüvvet, 'kendini değil, Muhammed (S.A.V.) gibi halkı düşünmek, halkın dertleriyle dertlenmek, nefsi için istediklerini fazlasıyla başkaları için de istemek, kusur ve ayıpları örtmek, nefse düşman olmak, yoksuldan nefret duymamak, zengine halini arz etmemek, eline geçenle elinden çıkanı bir görmek, kimseye düşman olmamak, kimseden mürüvvet ve insaf beklememek, fakat herkese karşı mürüvvet ve insaf sahibi olmak, iki âlemden de geçmektir."(2) pushfn('ads'); Hayatın bütününe yönelik bu bakış çok yönlü ve belirleyici. Asıl olan örnek ve tanımlayıcı olan Peygamberin yaşayış tarzı ve üslubudur. Bir Müslüman'ın kendine ilke edineceği esaslar da bunlardır. Bunun dışındaki bir bakış ile günün koşullarına göre uydurma ve dayatmalar bu yaşayış tarzının dışındadır. Esasında Peygamberin yaşayış ilkesi hayatın özüne yerleştirilirse insanlığın sorunlarının kendiliğinden giderilmesi olası. Materyalist ve çıkarcı bir hayat anlayışıyla bu hayatın örtüşmesi beklenemez. "halkı düşünmek, halkın dertleriyle dertlenmek, nefsi için istediklerini fazlasıyla başkaları için de istemek."