Haksızlıklar ve Yanlışlıklara Direniş II

Haksızlık ve adaletsizliklerin, hakkaniyetsizliklerin at başı olduğu şu zamanda sağlıklı bir ortamdan söz edilemez. Tarafların hak ve adalet anlayışı ve yaklaşımları sadece kendilerine ve yandaşlarına. Bu, hemen her kesim için geçerlidir. Böyle olunca da bir huzur ortamından söz edilemez. Çünkü haksızlığa uğrayanlar haklarını savunamazlarken, bir yanda da hakkı olmayanların hak sahibi olmaları diğer tarafı memnun ve mutlu etmektedir. Bu, açık bir zulüm anlayışıdır. Şiddet ve terör bahanesiyle; bu, giderek çok daha sınır tanınamaz bir yol ve yöntem olmuştur. Kimi şeylerle yaftalanan kesimler hakları olanı elde edemedikleri gibi, asla hak sahibi de görünmezler ve kabul görmezler. İnsanların mazlumlukları, çaresizlikleri ah ve feryatları karşılık bulmaz. Bazı kavramlar vardır ki; onlar "öcü" gibidir. Bunlar kitleleri ürkütme, korkutma ve onların ötelenmesine yeter nedendir. Son zamanlarda Suriyeli göçmelerin "Arap" vurgulu ırkçılık yaftası alabildiğine ses tonuyla birlikte şiddet içeriyor. "PKK" gerekçesiyle "Kürt" kavramı aynını içermektedir. "Alevi"lik de gene aynı durumdadır. "Ermeni" vurgulu yaklaşım bir milletin bir bütün olarak nefret ve düşmanlık gerekçesidir. "Yunan" vurgulu yaklaşım da benzer bir durumdur. Bir hoca, farklı bir şey söylüyor, topluluğu ile birlikte polis tarafından linç ediliyor vs. pushfn('ads'); Bir halkın ve bir ülke insanının bir bütün olarak suç unsuru görülmesi işin ironik yanı. Suç unsuru olan, bu işleri yapanlar yöneticilerdir. Emperyalizm güdümündeki oluşlardır. Egemen çevreler şiddet ruhlarını gölgelemek adına başvurdukları bu yöntemle, halkların birbirlerine olan yaklaşımlarına engeldirler. Bu, asla işlerine gelmez. Yoksa söz sahibi olabilmenin, güçlerini koruyabilmenin tek yolu şiddet ve jakoben anlayıştır. Mazlumluk rolünü de iyi oynarlar. Medya gücünü, devlet veya başka güçleri ellerinde tutanlar, istedikleri konuları gündeme getirir, duyguları köpürtür, istedikleri gibi bir ortam oluştururlar. Bu ülke tuhaf psikolojilerle yönlendiriliyor ve yönetiliyor. Bir çocuk, Eskişehir'de ekmek almaya gidiyor, elinde ekmek ile polisler tarafından darp ediliyor ve öldürülüyor. Yetmiş altı yaşındaki bir melle Kürtçe mevlit okuyor diye yedi yıl hapse mahkûm oluyor, hasta ve hapishanede ölüyor. Helikoptere alınan iki Kürt vatandaş, helikopterden atılıyor, bunlar ağır yaralanıyor. Alevilerin evleri damgalanıyor ya da bir cemevine saldırıda bulunuluyor. Konya'da bir Kürt ailenin büyük kısmı katlediliyor. Bir inşaatta çalışan Güneydoğulu bir vatandaş darp ediliyor