Açık kapı

İnsana yönelme, birlikte olma, yol yürüme, arkadaşlıklarda bulunma, gönül bağı kurma karşılıklı anlayış, sevgi ve bağlıklarla olabilir. Fedakârlık ve çaba ile. İnsanlık yorgun ve tedirgin. Birbirinin yüzüne kuşkuyla, tedirginlikle ya da önyargıyla bakma gibi tuhaflıklarla olma huzursuzluk oluşturur. İnsana olan güveni sarsar. Materyalist zihniyetin temel sorunu. Çıkarcılık, bencillik, sadece her şeyi kendi çıkarı için düşünme, kendine yontma, isteme ve arzu etme tutkusu. Sömürü, insanı kullanma ve kendine köle gibi görmelerine nedendir. Bu, bir insan tekinden de yansıyabilir. Ulusları yönetenler de insanlardır. Onların inançları ve bağlı bulundukları sistemler belirleyici olur. İnsanı en çok etkileyen, bir araya getiren, birliktelik sağlayan gönül kapılarının açıklığıdır. Gönül kapısının açıklığı ruhtan tene kadar kendini belli eder. Bazen halk arasında kimi deyimler var ki, söylenince yerli yerine oturur. Hani "meymenet suratlı", "yüzünden düşen bin parça olur", "mahkeme suratlı" gibi. Bu deyim ve kavramlar insanların iç dünyalarını da tanımlamış olur. pushfn('ads'); Kimi insanlar vardır ki yüzlerine bakıldığında insana güven verir. Bu da onu çekici hâle getirir. Belli bir yaş olgunluğunda olan bir insan için "nurani yüzlü" denmesi gibi. Bunları karşılayan çok deyimler bulunur. İnsanların kimilerinde iç dünyalarının zenginliği, çeşitliliği, donanımı kendisini belli etmeyebilir. Bu tip insanların yanında bulunuldukça zamanla anlaşılır, bilinir. Celalli, sert mizaçlı ama adil ve merhametli bir arka yüzünün farklı olduğu tanınıp bilinince anlaşılır. Bir insanı tanımanın, anlama ve bilmenin yolu, bir insan yüzüne bakıldığında sezilmesi gibi. Bir insanı sevimlileştiren sadece sözleri değildir. Sözler de elbette bir ölçüdür. Sözün, sese yansıyan hâli ve durumu etkileyicidir. Bir insanın sohbetinde bulunulduğunda insanın içine akan, etkileyen bir dil olur. Yumuşak, naif, tartılı ve kendini bilir bir ruh taşır. Kimi sesler de vardır ki, taş gibi insan yüreğine oturur. Hırçın, sert ve sevimsiz gelir. İnsanı bilmek ve anlamak mizaçlarla da ilgilidir. Mizaçların yumuşaklığı kimi zaman insanların başka niyetlerle bakmalarına, istismarlarına neden olabilir. Bir insan, neyse odur. pushfn('ads'); İnsanı bilme ve tanıma, deneyimler ve yaşanmışlıklarla anlaşılır. Günümüz dilinin sertliğinden, bunlar kimi zaman ideolojik ayrışmaların sertliklerinden, kimi zaman çıkara dayalı çekişmelerden, partizanlıklardan, bölüşmeme gibi tutkulardan insanların yakınlaşmaları olamıyor. Bu da insanların birbirlerinden