Günlüğüme düşenler (1)

Dünya kendisiyle kavgalı...

Çocukken büyüklerimden sık sık duyardım: "Nâmet (nimet) azgını..." Tatminsiz, yaramaz, bir şey beğenmeyen çocuklar ve şımarık zenginler için denirdi. Yani nimet azgını... Elindekilerin kıymetini bilmeyen... Şükürsüzler... El insaf... Bu bize hediye âlemin neden çok da farkında değiliz; neden! Niçin yaşıyoruz, sorusunun en cevapsız olduğu zamanlarda olsak gerek... Fakirimiz-zenginimiz, âlimimiz-câhilimiz bir şaşkınlık içindeyiz; vesselâm...

Oyumu alanlar, oyumudüşüncemi ne kadar aksettiriyor İnşaatı bırakın; eğitimi eğitin, diyorum; dinleyen yok! Ben oy veririm de; Türkçeyi Türkçe konuşan aranızda azın azı; oyumu tercüme edemezsiniz ki... Açık yani Türkçe konuşayım da sonra demedi demeyin! Bak, ben okuduğum kitaplarla meşveret ettim; hürriyete âşıkları seç, diyor. Aranızda böyle biri varsa göz kırpsın! Ha bir de Said Nursî gibi devletten beş kuruş almayan varsa; onlar bir adım öne çıksın! Oyuma hâlâ talip olan var mı!... Az kalsın unutuyordum; "hizmette öne; ücrette arkaya" geçenler kimlerdi

Dünya, dünya; yalan dünya! Okumaktan uzaklaştın ya... dünyayı bir pula okutuyorsun! Yapma etme! Anladım; işe yaramıyor diplomaların; bundan sonra da yarayacağa benzemiyor! Mevsimleri oku! Ölüm diye bir şey var! Ey dünyaseverler! Sığamadınız dünyaya, ha! Rızık, boğazından geçenmiş. Biriktirip ne yapacaksın. Kalbin sıkışık. Kanser oluyorsun durmadan. Sofraların misafirsiz. Çok boşluktasın. Ne kadar çalışsan da bir kelebek kadar işin yok!

Geçici bir iş bul kendine!

Sanki varmış da demokrasi kendilerinde; fazlasını oraya buraya dağıtacaklarmış; dünyayı dağıtarak...

Mevsimlerin oyununu, kelebeklerin dansını seyretmek varken; sizin oyunlarınız hiç de oyun değil; baktırıcı değil; bıktırıcı!

Ölüme koşuyoruz durmadan;

Her nefes bir adım daha...

Ölüm kokan adamlar konuştuklarımız;

Bir de kavga, savaş, acelecilik...

Tuhaf değil mi

Hayatı ve ölümü unuttu dünya;

Ne yaşamanın farkında...

Ne de ölümün...

Üniversite diye okullar var. Fabrikalar, paralar, diplomalar... Belki rahatız da huzur nerelerde

Öyle böyle bitecek bu dünya.