Dert söyletir

YOL AYRIMI:

Ben zor yolu seçeyim: sevgiyi... Siz kolay yolu seçin: nefreti...

SULH VE SULH:

Koca dünya bir Suriye konusunda boğuldu. Aklı başında; kalbi yerinde br çözüm sunamıyorlar. Hemen silaha sarılıyorlar. İş bu kadar kolaysa; kapatın öteki okulları, fabrikaları; askerî olsun bütün okullar ve fabrikalar; durma silah üretsin! Madem yaşamak nedir, sorusuna cevabınız yok! Sahi, yaşamak nedir, sizin sözlüğünüzde

FALAN FİLAN

Yormayın kalbini dünyanın!

Uslu uslu oturun bakıım!

Ne mevsimlerin farkındasınız;

Ne de alıp verdiğiniz nefeslerin...

Gele gele buraya geldiniz:

Gürültü, yalancılık, talan...

Hikâyenizi dinlemek istemiyorum;

Bu ne kadar falan filan...

KAYIPLAR:

Yangın; büyüterek mi söndürülür! İzan, insaf, teennî, merhamet, adalet, şefkat... diye kelimeler vardı; değil mi!

SİLAH VE KİTAP:

Bıkın artık savaşmaktan! Başka işler bulun, kendinize! Kana doymuşsunuzdur, diyorum. Dünya fani... Hep gideceğiz, zaten! Aceleye gerek yok! Burnunuzdan soluyorsunuz. Güzel bir çay demleyin. Yanında otlu peynir... Kılıcınızı kınına sokun. Kitap karıştırın biraz; iyisinden şiirler okuyun! Cehaletle, fukaralıkla ve savaşla savaşın!

YAĞMALANAN ŞEHİRLERİMİZ:

Ne zaman biter bu şehir yağmaları;

Bu beton yığmaları

DEVLET YA DA SAADET:

Hukukun olmadığı yerde devletsaadet olur mu!

DİLİMİZ: İNSANCA

İnsanca konuşmadıktan sonra... nece konuşursak konuşalım; ne fark eder ki!

VEDÂLAR

Ha batan gün...

Ha biten ömür...

Vedalar çok telâşlı anne!

BAĞDAT'TAN DÖNEN HESAPLAR:

Hesapların, her şeyin bu kadar şaşacağını;