Çıkışa yol yada 313

Üzülüyorum.

Binlerce öğrencim oldu. Özel okul, dersaneler ve en çok devlet okullarında...

ok zeki öğrencilerin olduğu sınıflarda ders anlatmanın keyfini bilenler bilir.

Konuşurken yepyeni kelimeler düşer dilinize. Konuştukça açılır; açıldıkça konuşursunuz.

Kendinizi dinlemekten kendinizi alamazsınız. ünkü dağlara seslenmek gibidir alıcıların güçlü olduğu yerlerde seslenmek, sözlenmek. Sesiniz yankıyla gelir dolar kulaklarınıza.

ocukluğumuzda az mı çığlıklar attık öyle! Kuyulara şarkılar mı söylemedik!

Ah, yankılaşmak ve yakınlaşmak ah!

Ama gel gör ki zekiler ya yurt dışına gidiyor ya da mesleği dışında bir işte buluyorlar kendilerini.

Ve bu nadir öğrenciler milletine hizmete fırsat bulamadan hasretler içinde özlemlerini yerine getirememenin acısıyla baş başa kalıyorlar.

özüm

Liyakatin; torpilin önüne geçmesinde... Hak eden hak yerde hakkı, hakikati dillendirecek. Hakkın hatırının olmadığı yerde hiçbir kişinin, milletin hatırı olur mu!

Bu acıyı hakkı elinden alınmış en iyi bilenlerden biri olarak yazıyorum.

Yazılı ve sözlü imtihanı geçtikten sonra -bir üniversiteye hoca olacakken- arada birilerinin çelmesine takılıp kaldığımı demeyim mi!

(Yunus geldi yanıma: "Sevdiğimi demez isem;/Sevmek derdi boğar beni." Dertlerimizi anlat(a)mazsak da aynı...)

Bu, birine yapıldığına göre, daha kimlere yapılmaktadır; bilinsin de ona göre torpilden bir ân önce vazgeçilsin. (ok safça bir çözüm teklifi ama ülkem bilsin istedim.)