Bilgin Abi'nin günlük defterinden (4) - Ân diyarı (88)

Bilgin Abi günlükleriyle geleceğe ışık tutuyor, Selim Ali.

Hatıralar geçmişin haritasını önümüze korken; günlük sayfalarını her çevirdiğimizde önümüze "yarın" aslında "şimdi" çıkar. Hatıra... hatırla(t)mak... Tatlısı, acısıyla... Günlük ter ü tazeliğin yarınlara hediyesi... İkisi de insanlığa bir fedakarlığın meyvesi... Bugün yine o tazecik meyveleri toplayıp koklayıp yoklayalım hele.

KENDİMİZİN UZAĞINDA

Çok konuşuyorduk. Gevezeydik yani... Kabalık tavan yapmıştı. Sıradan hayatlar yaşıyorduk. İnsan olduğumuzu ne çok unutmuştuk. Savaşları konuşuyorduk.

Âciz olduğumuzu hatrımıza getirmek de istemiyorduk. Sonsuz muhtaç demekti insan hâlbuki. Araya zelzeleler girdiğinde; gündem birdenbire değişiyordu. Yıl iki bin on yediydi. Sonbahar bir gözyaşıydı bahçelerde...

13 Kasım 2017

HAYATLA GÖZ GÖZE

Canın sıkılıyorsa bir hastaneye git, hastalarla dertleş. Bir hapishaneye git; mahkûmlarla göz göze gelince sakinleştiğini gör. Mezaristana git; ölülerle hâlleş. Yani ki hayata bağlan-manın bir yolunu bul işte!

PENCERE

Nefes almanın (tek başına) yaşamak olmadığını anladığımızda... pencereler bir bir açılacak belki de!

SÜKÛNETE DAVET

Yaşlı dünya oturup biraz kendini dinlese ya... Kavgaya, gürültüye vakit yok ki...

DEĞİRMEN

Gözlerine yıldızlar dolmuş;

Gökyüzü olmuş gözlerin.

Yoktan; nerelere gelmişsin;

Olmadık şeylere ağlıyorsun.

Görsene kendini bir kere.

Gözlerin; mevsimlerin haritası...

Gözlerin; sığınağı fırtınaların...

Bir değirmen gibi seni;

Un ufak etmesin hırsların!

BEŞ KALA

Heykeller konuşur.

Taştır, demirdir.

İnsanlar korkar.

Ve susar.

Ahirzaman...

Kıyameti hürriyetin.

Kırılmış terazisi...

Adaletin.

Elinde fidan varsa dik.

Azaldı gölgelik.

ÇEKİRDEK VE MEYVE

Yapıp ettiklerimiz birer çekirdek misali, zaman toprağına ekiliyor. Her çekirdek

farklı zamanlarda kırar kabuğunu. Er geç bir cevap gelir. Düşünürken, konuşurken, edip eylerken arada dur, derin bir nefes al; hesabı kitabı gözden, gönülden, akıl süzgecinden bi' geçir. Dünya; zamanı, mekânı, kendini çok unuttu, çok. Aklını kalbini kullananlara, kendini kullandırmayanlara, "aklını ağanın cebine koymayanlara" gönül dolusu selâmlar...

KENDİNİ BULUNCA

Kendine konuş; seni herkes dinler. Kendine yaz; seni herkes okur. Kendine gel; seni herkes bulur. Kendini gör; körler de görür seni. Kendine zincir vurmadıktan sonra; sana kim zincir vursun! Kendine susa; kanacaksın. Kendine acık; doyacaksın. Şu kendini, "kendin" etmeden buraları terk etmesen iyi olur; yoksa gittiğin yerde kendinden nefret edeceksin; kendin bilirsin.