Yeni Asya Türkiye, İslâm âlemi ve dünyanın vicdanıdır

Bu başlık mübalâğa gibi gelebilir.Ama, manevî gerçekler, "sayı, maddî güç ve başarı" ile değil, doğruluk ve hakperestlikle ilgilidir. Yeni Asya'nın 53 yıllık tarihçe-i hayatına bakanlar "Türkiye, İslâm âlemi ve dünyanın vicdanı!" olduğununu tasdik eder. Ki, "Yaratılışı ve yapısı gereği doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırabilen, çirkin ve yanlıştan kaçan, güçlü fonksiyonu, aynı zamanda, aklın kontrolörü, haritası, pusulası ve bekçisidir." Vicdan bir şuurdur. Bu şuur; Bir fiili işleyip işlememe, Bir işi yapıp yapmamada sorgulama, Temyizayırma ve kontrol etme özelliklerine sahiptir. Ahlâkî mesuliyetin kaynağı olan vicdanımız; akıl, mantık, kıyas, fikir, hipotez gibi yollar takip etmez; gerçeği doğrudan doğruya bilir. Vicdan; ruhun bakan ve gören gözü, kalbin ise penceresidir. (Muhakemat, s. 123) Yeni Asya 21 Şubat 1970'ten bu yana, daima bu vicdanı prensipleri esas alageliyor. Manşetlerini, yazılarını, yorumlarını maddî çıkarı için atmıyor. Daima hakkı, hakikati, adaleti gözetiyor. "Kendi aleyhinde, anne-babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa dosdoğru şahitlik edin" mealindeki âyetin emrine azamî derecede imtisal etmeye çalışıyor. (Nisa Sûresi, 135) Yayın, yazı ve haberlerde adaletle hükmediyor, karar veriyor. Hamaldan gedaya herkes için adalet istiyor, makam, mevki gözetmiyor. "Müsavatsız adalet, adalet değildir." (Hutbe-i Şamiye, internet, s. 135) diyor. Birisinin hatası veya olumsuz hareketinden dolayı kardeş, akraba, meslekdaş, cemaatdaşını, vs. toptancılık yapıp suçlamıyor: "Velateziru