Müslüman-İsevî ittifakı ve darbeler

Müslüman-Hıristiyan hakkında 2000'li yılların en önemli gelişme ve söylemlerinden birisi, Alman ve Protestan Kiliseleri Ruhânî Meclis Başkanı Manfred Kock'un seslendirdiği şu gerçekti:"Tek Allah inancımız aynı, ortak değerler etrafında birleşelim." (Zaman, 10.1.2000) ABD eski Başkanı Bill Clinton da, Müslüman toplulukların liderleriyle yaptığı bir Ramazan Bayramı kutlaması toplantısında, "Dünyada dört kişiden birisi Müslüman. Kur'ân'ın beni en etkileyen, 'Ben sizi millet millet, kabile kabile yarattım, tâ ki, birbirinizle tanışasınız, yardımlaşasınız' âyetidir. Birlik noktalarımız var" sözü hem onlar, hem bizim için hayatî önem haiz. Bediüzzaman, şu tesbitte bulunmuştu: "...Hıristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffî edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i İslâmiye ile birleşecek, mânen Hıristiyanlık bir nevî İslâmiyete inkılâp edecektir... İsevîlik ve İslâmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak." (Mektûbât, s. 60.) Şu değerleri aynı zamanda ortak noktalarımız: Allah'ın varlığı ve birliği (ortak kelime) Adalet, hak ve hürriyetler. Genel ahlâk. İnsanî değerler. İnsanın maddî-mânevî saadetini temini. Felâket ve musîbetler karşısında yardımlaşma ve dayanışma. Bunlar Ehl-i kitapla, özellikle hakikî dindar İsevîlerle ittifakın, birlikte hareketin ayak sesleri. Müşterek düşman olan dinsizlik ve ahlâksızlığa karşı birlikte hareket etmenin işaretleri. Bu birliktelikten çekinen II. Avrupa, yani küresel güç olan "Gizli ifsat, ahlaksızlık, dinsizlik ve zındıka ve mason komiteleri..."dir. 11 Eylül 2001'de, ABD'deki ikiz kuleleri yerle bir ederek bu