Memuriyet ve âmiriyetle belâmızı bulduk!

Kamu Çalışanları Günü'ne bakış zaviyemiz nasıl olmalı Kamu kelimesi, hep, herkes, bütün, ülke halkının tümü anlamındadır. Halkın teşkilatlanmış şekli olduğundan "devlet" anlamında da devlet ve devletle ilgili anlamı da vardır.Türkiye'de, Tanzimat'tan, özellikle 1926'dan bu yana, "imaret, memuriyet-amiriyet, kamu görevi, vs.", sağlıklı, tabii ve fıtri işletilmiyor. Bugün de hakim millet değil, müstebit, çarpık devlet yapılanmasıyla bürokrasidir. Zira, "Hakikaten acib ve zevkli bir rüşvet-i umumîyi kanunlar perdesinde bazı memurlara' verir, 'ubudiyetin noksaniyetiyle enaniyet kuvvet bulur, nemrutçuklar çoğalır. Bu benlik zamanında, memuriyet hakikatta bir hizmetkârlık olduğu halde; bir hakimiyet, bir ağalık, bir nemrutçuluk ile nefse gayet zevkli bir hakimiyet mertebesini bir kısım memurlara rüşvet olarak" verilir, "kuvvet kanunda olmazsa, şahsa geçer. İstibdad, mutlak keyfî olur. (Emirdağ Lâhikası, s. 386.) Ayrıca, "Biz, gayr-ı tabiî ve tembelliğe müsait ve gururu okşayan imâret maişetine el atıp belâmızı bulduk. (Dehşetli bir tabir!) Sual: Nasıl Cevap: Maîşet için tarik-ı tabiî (geçem için tabii yol) ve meşru ve zihayat (canlı, can damarı), san'attır, ziraattir, ticarettir. Gayr-ı tabiî ise, memuriyet ve her nev'iyle imârettir... Bence memuriyete veya imarete giren, yalnız hamiyet ve hizmet için girmelidir. Yoksa, yalnız maişet (geçim) ve menfaat için girse, bir nevi çingenelik eder." (Münâzarât, s. 79.) Şu kesinleşti: Ülke, ziraat, sanat ve ticari ekonomik sistemle kalkınır. "Ziraat ve sanat" istihsal, üretim; ticaret ise pazarlama, ihracat... Ne yazık ki, bugün de imarete, ağırlık veriliyor. Yani, "Biz, gayr-ı tabiî