Kimileri, "Hayvan haklarına aykırı!" diye kurbana itiraz eder.Oysa, her gün milyonlarca hayvanın kesilmesine, tonlarca balığın canlı canlı yakalanıp öldürülmesine (!), binlerce kuş ve sair hayvanlarının avlanmasına, İspanya'da boğaların kılıçla boğazlanmasına; hayvanların kıran kırana dövüştürülmesine; hiç ses çıkarmazken... Kurban mevzubahis olduğunda "insancıl!", hattâ, "hayvancıl", ot yiyen olduğuna göre, acaba "insancıl", yamyam, "hayvancıl", hayvan yiyen mi demektir) kesilip ağıt yakmasına ne buyurulur Bu arada, kendileri, kasaplardan kilolarca et alıp, içkilerine meze yaptıkları hayvanların kesimlerini düşünmeyenler, Müslümanların inançlarından dolayı kestiği kurbanlara karşı gelmeleri ne insan hakları, ne din ve vicdân hürriyeti ile izâh edilebilir! Hayvanları sevmek, merhamet etmek, eziyet ve işkence etmemek, Müslümanların dinî vecibesi. Allah'ın yarattıklarını, yaratandan ötürü sevmek ve hoş görmek zorundalar. Kurban ederken de, azamî şefkat ve merhamet göstermek, şefkat ve merhamet sıfatlarının bir gereği. Zâten, 15 asırdın beri devam eden "kurban kültürü", bu şefkat, nezaket ve nezâheti Müslümanlara, "Bismillahi Allahuekber!" diye besmele çekilirken; "şefkat, merhamet, yardım ve segiyi" ihtivâ eden "besmeledeki "Rahman ve Rahîm" isimlerinin tekrarı ile ders verilmektedir.. Sokak, cadde ve meydanlarda, pis, mide bulandırıcı, kerih, çirkin manzaralar teşekkül ettirmemek de mü'minin birinci vazifesi. "Temizlik, imândandır, temizlik imânın yarısıdır." İslâm, "haklar" manzûmesine sadece insan haklarını değil, hayvan, hattâ eşya hakkını da ilâve