"İllâ üzüm", "illâ i'neb" kavgası

Bir adam dört kişiye bir miktar para verip, "İşinize yarayanı alın!" dedi.Biri "İllâ engür alalım" Arap, "Ben engür istemem, illâ ineb isterim", Türk, "Ben ineb istemem, illâ üzüm!", Rum, "Bu para ile illâ istafil alalım." diye diretti. Derken dört kişi birbirleriyle çekişip dövüşmeye başladılar. Çünkü, her birisi diğerlerinin almak istediklerini ne olduğunu anlamamıştı. Habersizlik ve bilgisizlikten kavga eden bu adamların olduğu yerde pek çok dil bilen bir adam onları uzlaştırıp barıştırmaya çalıştı ve dedi ki: "Ben bu para ile hepinizin istediğini alırım. Kötü düşüncelere kapılmadan gönlünüzü verir ve beni dinlerseniz bu para istediğiniz şeylerin hepsine yeter." Ne yazık ki, adamların dünya kavgasına düştükleri ve işin ehlini dinlemediklerinden mücadele bitmedi. Halbuki "istafil" Rumca, "ineb" Arapça, "Engür" Farsça "üzüm" demektir. İslam alemindeki en büyük kavga, "mefhumkavram" karmaşasıdır. Bir kesimimiz "hürriyet" istiyor. Bir grup, "Hürriyet kafirlere mahsustur!" diye karşı geliyor. Bir kesim "meşrutiyetdemokrasi" isterken, bazıları "Küfür rejimidir!" diye itiraz ediyor. Ne var ki, bunlar, ötekilerinin istediklerinin mânâlarını bilmiyor, yekdiğerine itiraz edince çatışıyor, kavga ediyor!.. Halbuki herbirisinin istediği akla, mantığa, insaniyete ve dolayısıyla şeirata uyumlu olduklarını bilse ve çarpık uygulamaları değil-zira herşey, hatta İslamiyet de çarpıtılır, alet edilir, yanlış, farklı anlaşılır-hakiki anlamları