İçindeki şeytanı taşla!

Ülkemiz ve İslam aleminde değerler kayması yaşadığımızdan, herkes içindeki şaytanı taşlaması gerekirken, kardeşlerini taşlıyor, bombalıyor!"Vahşet ve bedevîliğin dehşetli bir kanun-u esasîsi olarak kabul ettikleri şimdiki öylelerinin siyasetinin bir nokta-i istinadı şudur ki, 'Cemaatin selameti için fert feda edilir. Vatanın selamet için, eşhasın hukuku nazara alınmaz. Devletin siyasetinin selalemeti için cüz'î zulümler nazara alınmaz' diye bir tek cani yüzünden bir köyü mahvetmekle bin masumun hakkını nazara almaz. Bir tek caninin yüzünden bin adamın kılınçtan geçmesini caiz görür." (Beyanat ve Tenvirler, s. 221.) Halbuki, sembolik büyük bir hadise olan hacıların şeytanları taşlaması bize şunu anlatır: Şeytanları ve içimizdeki ortağı nefsimizi taşlamak! Hakikatler manzumesi Kur'an'da "Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır." (Bakara Suresi, 208.) diye ferman edilir. Öyle ise, biz de elhannasları, vesvasları ve nefsimizi taşlamalıyız. Yoksa kardeşlerimizi, iyiliğimizi isteyenleri değil. Evet, dünya malı-mülkünden sıyrılıp kefene sarılmak gerekir. Ka'be, sanat ve maddi değeri olmayan kara taştan, kara bir örtüye bürünmüş bir yapıdır. Onun değil, Allah'ın emirleri etrafırda pervane olunur. Rüyasında Hz. İsmail'i (as) kurban etmesi isteniyordu. Mina'ya giderken şeytan ona musallat oldu. Taşladı. Sonra şeytan Hz. İsmail'e (as) yanaştı, o da taşladı. Sonunda Hz. İbrahim (as), Hz. İsmail'i (as) kurban edecekken gökten bir koç indirildi. (Saffat, Hac, Bakara, Âl-i İmran sûreleri.) Ne garip, çok garip, bir tuhaftır ki, bazı Müslümanlar,