Huzur-u daimî ve sürekli mutluluk nerede

Hepimiz acılardan kurtulup daimi huzur ve devamlı mutluluğun peşindeyiz. Kimisi mal-mülk, zenginlikte, kimisi makam-mevki, oyun, oynaşta arar. Halbuki, bunlara sahip olan medeni dünyanın mutsuzluk girdabında bocalaması gösteriyor ki, aranan; mutluluk bunlarda değil!Gerçek huzur ve mutluluk nerede Eskiden derviş, mürid, şeyh, evliya ve mütefekkirler huzur-u daimi elde etmek için çilehane veya mağaralara çekilirlerdi. Bugün ne hayat şartları ne imkânlar buna müsait! Bediüzzaman, her yeri tekye ve zaviyeye çevirdi: "Her şey üstünde sikke-i kudretini ve hâtem-i rubûbiyetini ve nakş-ı kalemini görmekle doğrudan doğruya her şeyden O'nun nuruna karşı bir pencere açıp O'nun birliğine ve her şey O'nun dest-i kudretinden çıktığına ve Ulûhiyetinde ve Rubûbiyetinde ve mülkünde hiçbir vech ile, hiçbir şeriki ve muîni olmadığına, şuhuda yakın bir yakîn ile tasdik edip imân getirmektir ve bir nevi huzur-u dâimî elde etmektir." (Sözler, s. 264) Allah'ın başta Rahman ve Rahim olmak üzere sair isim ve sıfatlarını sema, arz ve içindeki bütün mahlûkat ve nimetlerde okumak, fark etmek, görmek, anlamak, düşünmekle huzur-u daimi elde edilir. "Vahdehu" mânen der: Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tezellül edip minnet çekme. Onlara temellûk edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir. Herşeyin anahtarı