Dini rüşvet mi veriyoruz

"Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek sûretiyle satın almıştır." (Tevbe Sûresi, 111) meâlindeki âyete göre âhiret "memuriyet ve ticareti" için dünyaya gönderildik. Ne var ki, "Benim âyetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin." (Bakara Sûresi, 2:41) emrine zıt hareketle onları ucuza satıp, dini de dünya için rüşvet veriyoruz! Âyetleri ucuz satıp dini rüşvet vermek nasıl olurÂyet, "açık alâmet, işâret, nişâne" demektir. Kur'ân âyeti; Allah'ın varlığına delâlet eden şeylere ve peygamberlerin hak olduğunu ispat eden mu'cizelere de âyet denir. Kur'ân'da bu kelime; aynı temel anlamları ihtiva edecek şekilde mu'cize (Bakara Sûresi, 2211; Mü'min Sûresi, 4078), alâmet (Bakara Sûresi, 2248), ibret (Nahl Sûresi, 1611), acâib iş (Mü'minûn Sûresi, 2350), delil (Rûm Sûresi, 3020-25; İsrâ, 1712) ve Kur'ân âyeti (Nahl Sûresi, 16101) karşılığı olarak kullanılmıştır. Az bir dünya menfaati karşılığında Allah'ın âyetlerini satmaya gelince: Meselâ, Rabbimiz, meâlen, "Allah için kıyamda bulunup O'na kulluk edin." (Bakara Sûresi, 2:238) diye namazı emrediyor. "Çok yoğunum, vaktim yok!" deyip namazı terk eden Allah'ın âyetlerini basit dünya işleriyle takas eder! "İhlâs, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet (sebep) gösterilse o ibadet bâtıldır." (İşaratü'l-İ'caz, s. 142) Yani, namazı spor, orucu perhiz ve zayıflamak için tutmak onları yok pahasına satmaktır! "Fâizi yasaklayan" âyete göre hareket etmeyen, onu nefsinin isteklerine karşı satmış