Bediüzzaman'ın tesbitlerinden ne kadar haberdarız

Risale-i Nur'u "anlayarak ve kabul ederek okuyanların" basın, yayın, gazete, dergi ve medyanın sair vasıtalarına değil karşı gelip itiraz etmesi, bilâkis sahıp çıkıp desteklemesi gerekir. Zira, bugün, mücadele "mukabele-i bilhuruf"un vasıtaları ve sosyal medya ile yapılıyor.Bediüzzaman, ahirzamanın en önemli vasıtası basınyayıngazete ve medya sair unsurlarının da önemini, ölçü ve prensiplerini ortaya koymuş, tecdid etmiştir: Elbette nev-i beşer (insanlık), âhir vakitte ulûm ve fünûna dökülecektir. Bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise, ilmin eline geçecektir. Hem, o Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân, cezâlet ve belâgat-ı Kur'âniyeyi mükerreren ileri sürdüğünden, remzen anlattırıyor ki: "Ulûm ve fünûnun (ilimler, fenlerin) en parlağı olan belâgat (muhatabın anlayacağı ve gerektiği tarzda söz söyleme sanatı) ve cezâlet (ince ölçülmüş, biçilmiş tesirli ifade), bütün envâıyla âhir zamanda en mergub (arzulanan, istenen, rağbet edilen) bir sûret alacaktır. Hattâ, insanlar kendi fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve hükümlerini birbirine icrâ ettirmek için, en keskin silâhını; cezâlet-i beyândan (düzgün, tesirli, bildirimden) ve en mukavemetsûz kuvvetini, belâgat-ı edâdan (üslûp ve ifadedeki belâgattan) alacaktır." (Sözler, Enstitüinternet, s. 239-240) "Heyet-i içtimaiyeyisosyal hayatı faaliyet ve harekete