Hamas cihadı

İsrail ve onu himaye edenlerin ahir ve akıbetlerinin hayrolmayacağı her geçen saniye daha bir belli oluyor.

Terör devleti İsrail, büyük şeytanı arkasına alıp batı dünyası ve Arap kardeşlerin ruhsuz kukla liderleri ile beraber iki ayda mazlum Filistin halkına yapıp ettikleri ile tüm insani değerleri al üst etmesi yetmezmiş gibi nazlana tuzlana ateşkesi lütfedince sevinenlerin olduğu görüldü.

Dünyanın birçok ülkesinde özellikle genç kuşak, olanın ve bitenin farkına varıp nedir bu diye kısa bir araştırma yaptığında gördü ki, zalimlerin topu bir olmuşlar ve mazlum bir milletin elinde son kalan topraklarına çökmüş ve önüne ne geldi ise silip süpürüp yok etmeye çalışıyor.

Dünya halkları şunu da gördü, başarılı olmak için, yani bir halkı topyekûn yok etmek için gerekirse atom bombası dahi kullanacağından bahseden bir sapkın ruh ve zekâ var karşılarında.

Gazze katliamını, bir turnusole benzeterek nerede ise iki aya varan sürede bizzat yaşananları görenlere ve görmeyenlere şöyle bir nazar edelim ve empati yaparak aynaların karşısında bir müddet duralım.

Ülkemizin işgal edildiği yıllara ve o zamanın canlı şahidi dedelerimizden işittiklerimizi hatırlayalım. Kendimden başlayarak örneklersem, Maraşlı bir vatandaş olarak rahmetli dedemin anlattıkları hafızamda hala canlı ve anlattığı hatıralarını hatırladıkça Gazze'de yaşananlara benzer yönlerini görebiliyorum.

Çünkü o günkü durum günümüze göre çok farklı ama yine bir işgal var.

Dedelerimizin topraklarına göz dikilmiş. Can, mal ve namus emniyetini korumak için, Maraş halkı elinde ne varsa onunla düşmana karşı koymuş ve düşmanı topraklarından çıkarmış

Aynı şekilde kurtuluş harbinde diğer illerimizi işgal eden düşmanlara karşı yerli halk elinde olanlarla mücadele etmiş ve İzmir'de düşmanı denize dökmüş. Sakarya Meydan Muharebesi'nde vatanı uğruna mücadele eden binlerce mücahidi şehid vermiş ama Türkiye Cumhuriyeti devletimizi de kurmuşuz.

Filistin'de yaşananların dedelerimizin bizzat yaşadığı bu gerçeklikten bariz bir farkı yok.

Onlarında toprakları işgal edilmiş, evleri başlarına yıkılmış ve insani en basit tüm hakları ellerinden alınmış itilip kakılmış bir halk, dünyanın gözü önünde açık oy gizli tasnif de yapmadan, seçim yapılmış ve halk kahır ekseriyetle Hamas'ı iktidar yapmış.

Sonrası malum.

Filistin'in başına bir kukla adam yerleştirilmiş, bırakın halkına yardımcı olmasını kendisine bile faydası yok.

Ülkede işgal edilmemiş bir toprak bırakılmamış, etraftaki ülkelerden de gelebilecek tehditler bir bir yok edilmiş ve en son Mısır hal edildikten sonra kıyıma devam edilmiş. Çaresiz bir halkın içinden yetişmiş ve canları pahasına ülkelerini korumanın yollarını aramış ve tüm çaresizliklerin içerisinde son çare olarak cihad, yani ülkelerini kurtarmak için harekete geçmişler.

Tüm dünya zindeleri hep bir olmuş ve bu meşru harekete terör eylemi yaftası yapıştırarak en tabi hak olan topraklarını koruma hakkını gasp etmişler, bunu bahane ederek de çoluk çocuk yaşlı genç tüm bir halkın tepesine tonlarca bomba bırakmayı ise kendini savunuyor yaftası ile kollamışlar.

İnsani, vicdani hiçbir yönü olmayan bu gaspı yargılamak yerine haklıyı yargılamak gerçekten abesle iştigal.

Bizdeki bazı aykırı seslerin sahibi sözde sanatçı, gazeteci, siyasetçi hatta topluma önderlik yapanların bir kısmı, kurtuluş savaşımızda düşmanı denize dökenleri ve şehirlerine musallat olan düşmanlarla mücadele eden halkları terörist olarak yaftalayamıyor ama Gazze'deki insanların en tabii hakkı olan işgal güçleri ile mücadelesini terörist yaftası ile yaftalayabiliyor.