Baş kasap

Değerli okurlarım, Birleşememiş Milletler bir kez daha oy çokluğu ile Gazze için acil ateşkes kararı aldı ve anında baş kasap, büyük şeytan ve soykırımcı ABD tarafından bu karar da diğerleri gibi reddedildi.

Baş kasap, bu kadar acımasız olunca kıç kasabın neler yapacağına ya da yapamayacağına siz karar verin. O da zaten verilen vazifesini harfiyyen yerine getirmek için geceleri de aydınlatma yaparak mazlum insanları 724 bombalayarak taş üstünde taş bırakmamaya çalışıyor.

Ölen Müslümanlar için Müslümanlar da dahil kimsenin gıkı çıkmayınca şimdide Hitler gibi sağ kalanları tutukluyor, üzerinde ne varsa soyuyor ve dünyaya da Hamas askeri yakaladık yalanı ile servis ediyor.

Akıl dışı yapılan işkenceler yetmezmiş gibi tutukladığı bu mazlumları fırınlarda yaktı haberi çıkarsa hiç şaşırmam.

Gazze kasabı, insani vasfı olmadığı için hayvani dürtü ve duygularla hareket etmeye devam ederse ki edecek gibi gözüküyor. Olacaklardan arkasında zırh gibi duran batılı ülkeler sorumlu.

Gazze kasabı, baba kasaptan aldığı güçle akla hayale gelmeyecek hatta şeytanı bile şaşkına çevirecek, olmaz denen ne varsa yaparak sıfırlamış itibarını yerle yeksan eylemeye var gücü ile devam ediyor.

Katliamın başladığı ilk günlerde akıl hocalığına soyunmuş zorba batılı liderler de şaşkınlık içerisinde ne yapacaklarını bilemez olmuşlar ve daha önce söyledikleri ağızlarından çıkmamış gibi söylem değiştirme yarışına girmiş durumdalar.

Çünkü karşılarında alışmış kudurmuştan beterdir sözünün tam da muhatabı sureti insan bir yaratık var.

Katliam dünyanın gözü önünde iki aydır aralıksız devam ediyor.

Dünya zindeleri ve sırÇa köşk sahipleri localarından bu katliamı Hollywood filmi izler gibi izliyor.

Katliam her geçen gün yeni görsellerle servis edilirken, vicdan sahipleri dışında herkes oyunda oynaşta ve zalim bu rahatlık içerisinde şeytanın bile aklına gelmeyecek haltları işlemeye devam ediyor.

Değerli okurlarım; Filistin'e son gittiğimde, El Halil'de Hz İbrahim Camii çıkışında bizzat yaşadıklarımı sizlere özetlemiştim.

Son birkaç gündür, zalim İsrail tarafından servis edilen ve trol ordusu vasıtası ile de dünyaya servis edilen bir video paylaşımını görünce Halil İbrahim Camii'nde bizzat yaşadıklarımı tekrar hatırladım.

Dünyaya servis edilen dünkü paylaşımda, aylardır Gazze halkının üzerine atılan tonlarca bombaya rağmen yerlerini terk etmeyen mazlum mağdur susuz aç ve muhtaç garip gurebayı şimdi de tutuklayıp anadan üryan soyarak yeni bir işkenceye tabi tutmaya başlamışlar.

İşgale direnerek evlerini terk etmeyen sivil insanları anadan üryan soydukları yetmezmiş gibi Hamas mücahidi olarak servis etmelerini psikolojik bir savrulmanın sonucu olarak değerlendiriyorum.

Zalim İsrail'in bu son işkence şeklini ben El Halil'de cami çıkışında bizzat gözlerimle görmüş ve çok yadırgamıştım.

25 Şubat 1994 yılında ramazan ayının 15. günü sabah namazı kılınırken El Halil'de İsrail bir katliam yapmış ve 67 masum insan canlı canlı yakılmış ve yüzlercesi de yaralanmıştı. Uzun bir süre ibadete kapatılan cami, Müslümanların gayreti ile tekrar ibadete açılmıştı.

Son Filistin ziyaretimde Halil İbrahim Camii'ne ibadet için gittiğimde cami girişinde İsrail zorbalarının tutum ve davranışlarını geçiyorum, camide öğle namazı sırasında sanki caminin içinde yüksek volümlü müzik sesini yadırgadığımızı cami görevlilerine sorduğumda aldığım cevap çok acı ve incitici idi.