Kelimeler bitik

Yıkılmış şehirlerin, yıkılmış binaların, yıkılmış hayallerin gölgesinde, kuytuya geçip hüngür hüngür dökülen gözyaşlarında, yırtılmış yürek mesaisinde, kapanmayacak yaraların üzüntüsünde, dimdik durmaya çalışan ülkem insanının üstün gayretlerinde, sürekli tarihi değişen Antalya maçına çıkıyoruz... Statü gereği yeni transferler Aboubakar, Maxim, Amir, Omar ve Onur Bulut'un forma giyemeyeceği bu maç, kederli bir spor aktivitesi olarak tarihe geçecek... Gözyaşları içinde tebessümle hatıramızda yaşatacağımız tek konu, deprem bölgesine yardım amaçlı ve çocuklara yönelik 4:17de sahaya atılan oyuncak ayıcıklar... Sloganı da orta yerde duruyor... "Çocuklar hep gülsün."Tabii ki maçı da anlatacağız. Ghezzal'ın maçtan önce ısınırken sakatlandığından başlayalım mesela... Büyük sıkıntı ha!!! Muleka'nın sonradan ofsayt bayrağı kalksa da, karşı karşıya kaçırdığından devam edelim... İstekli oynuyorduk başka... Pozisyon yakalıyorduk o da başka... Ama birader her pozisyon ofsayt olur mu Sonra Antalya arka kapıyı kilitledi. Ön kapıya çukur kazdı. Bahçeye adam dikti.Beşiktaş'ın kalelerine gelmesini engelledi... Topun olduğu yerde çoğalıp maçı kargaşayla bitirmeyi amaçlamışlardı... Şenol Hoca da 'O eve nasıl girerim'in hesabını yapsın ikinci yarı artık... Bacadan mı girer, camdan mı bilmem... Adam gibi girelim, elimizi kolumuzu sallayarak ön kapıdan girelim mantığıyla ikinci yarıya geçiş yaptık... Lakin dakika 55 oldu daha karşı kaleye geçemedik. Kırk yılın başı bir şut çekelim dedik top kornere çıktı. Onu da hakem aut