Rezalet, rezalet, rezalet...

Beşiktaş için 7X24 koşturanlardan hariç bir kalabalık yoktu statta. Yer yer boşluklar kalıbından ziyade, 'her yer'de boşluklar var tanımlamasını oturtmamız gerekiyor meselenin ortasına. Yetkili birimlerin dikkatine!Maçın başlamasıyla rakibini ringin köşesine sıkıştırıp da bir dizi yumruk atmaya heveslenen boksörler gibiydi iki taraf da. Bu ikili hareketlenmelerde büyük bir stoper hatasının getirdiği açık koridordan gol yedik: 0-1. Daha maçın başıydı ve moral bozmadan devam edilmeliydi. Öyle de oldu aslında. Daha üretken, daha arayan taraf Beşiktaş'tı.Yalnız bu süre zarfında Halil Umut Meler'in Kayserispor'un yaptığı sert faullere tepkisiz kalması, oralı olmaması ve müsaade etmesi insanı çileden çıkartacak cinstendi. Bu sezon hiç olmadığı kadar agresif oynuyorduk. Ceza sahasına indirdiğimiz her topla tehlike yaratıyorduk ve biz sabırsızlanıyorduk. Bitmek bilmeyen Ghezzal'ın ceza sahası içi toplarından birinde Kenan'ın nefis topuk pası, Atiba'nın harika tek topu, Rosier'in boş kaleye dokunuşu... Hazırlanış, pişiriliş, çatalın ağıza girişi mükemmeldi: 1-1. Tahmin ettiğimiz gibi ikinci yarıyı yoğun baskı altında başlattık. 10 dakika içinde o kadar çok atak yaptık ki, vakti zamanında