Gençler ile tecrübelileri harmanlayarak sahaya çıkan Trabzonspor'un yediği goller sezonun özeti sanki. Bordo-mavililerin sol tarafı yol geçen hanı gibi, sağ tarafı da farklı değil ya hani; geçmek, ziyaret etmek istiyorsanız pasaporta, vizeye gerek yok, zira hiçbir engel ile karşılaşmıyorsunuz! 'Nereye, kime gidiyorsunuz' diye sorulmuyor. Bırakın Süper Lig'i, TFF 1. Lig'i, alt liglerden gelip Trabzonspor defansına karşı oynamış olsanız maçın adamı seçilirsiniz. Hocanın gençleri oynatma, görme kararı yerindeydi. En azından kafalarda bir kanaat oluştu. Bazı gençler ile bazı tecrübeliler arasındaki fark; bazılarının daha çok oynaması, daha çok kazanması ve tanınır olması. Dememiz o, sahadaki bazı tecrübeliler ile bazı gençler arasında aman aman bir fark yok. Genç yeteneklerin tecrübeye, zamana ihtiyacı var Golden önce Hüseyin, öyle bir yan pas yapıyor ki futbola yeni başlayan bir genç, takım arkadaşına böyle bir top atmış olsa, hocası kızılcık çubuğuyla kovalayarak sahanın etrafında dört dönerler! O topu kontrol etmek için adeta meşin yuvarlakla kavga etti Eren, ne yapacağını neye karar vereceğini bilemedi. Bir şey yapamıyorsan taca at be arkadaş. Ve kaptırılan o top soluğu Trabzonspor ağlarında aldı. Gol yemek bu kadar basit olmamalı. Halbuki senin takımın, arkadaşın gol atmak için kılı kırk yarıyor! Eren, geçtiğimiz yılın şampiyonunun ve milli takımın sol beki. Eren, böyle devam ederse Gerçi Trabzonspor'a geldiğinden bu yana Kasımpaşa'daki günlerini mumla değil projektörle arattı! Deniz Türüç'ün vurduğu topu iki kaleci bir araya çıkaramazdı, bizlere de o