Vatikan'ın haçlı zihniyeti değişebilir mi
AHMET VAROL
Vatikan'daki katolik din devletinin otoritesi ve aynı zamanda tüm katoliklerin lideri niteliğindeki Papa 14. Leo (Rebort Francis Prevost), Türkiye'ye geldi. Ziyareti yoğun bir program içeriyor. Sanıyorum programını medyadan takip edeceksiniz. O yüzden biz programdan değil Papa'nın temsil ettiği kurum ve zihniyetten söz edeceğiz.
Türkiye'nin bir devlet olarak başka ülkelerin yöneticileri gibi Vatikan'daki katolik devletin liderini de misafir etmesi tabiidir ve bu da diplomatik bir ziyarettir. Ama diplomatik ilişkiler bizim siyasi tavırlarımızı değiştirmeyeceği gibi ziyaretçilerle ilgili yaklaşım ve duruşlarımız açısından belirleyici bir etken değildir. Biz olduğumuz yerde durmaya devam ederiz.
Bu, 14. Leo'nun resmi ilk yurt dışı ziyareti, Vatikan papalarının Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin ise altıncısı. Papaların 1960'tan itibaren yurt dışı çıkartmaları yapma yönünde bir tavır geliştirmelerinden sonra başa geçen papalardan biri hariç hepsi Türkiye'yi ziyaret etmiş. Sadece 1978'de Papa olduktan 33 gün sonra ölen I. Jhon Paul ziyaret edememiş. Yani Vatikan'ın liderleri yurt dışı ziyaretleri sürecini başlatmalarından sonra Türkiye'yi hiç ihmal etmemişler.
Türkiye'de hristiyan nüfusun çok az olmasına, misyonerlik faaliyetlerinin de pek etkili olamamasına rağmen bu kadar ilgi gösterilmesi büyük ölçüde siyasi nedenlerle ilişkili.
Bununla birlikte Papa'nın aynı zamanda "dinî" kimliğinin olması sebebiyle onun ziyareti bu yönüyle de ele alınmakta, değerlendirilmekte ve arka planıyla ilgili öngörülerde bulunulmaktadır.
Katoliklerde Papa'nın özel konumu ve manevi bir kimliği olduğundan, bu mezhebin mensupları nazarında onun şahsı da etkinlikleri de kutsanmaktadır. Bu sebeple gerçekleştireceği ziyaretin gideceği yeri onurlandıracağı düşünülür. Kendisine Türkçede "baba" anlamına gelen Papa sıfatı verilmesi de bu yüzdendir. Çünkü onların inancında Tanrı baba olarak nitelendirilir. Dini liderin de yeryüzünde Tanrı'yı temsil ettiğine inanıldığı için kendisine "Papa" denilir.
Papa da genellikle dini, sosyal ve siyasi faaliyetlerinde, kendini "Tanrı'nın şefkatinin yeryüzündeki temsilcisi" gibi gösterebilmek için çoğunlukla "barış, sevgi, kardeşlik" içerikli mesajlar vermeye özen gösterir.
Fakat, Vatikan'ın tarih boyunca İslam coğrafyasına yönelik fitne politikalarının, savaşların, Müslümanları birbirine düşürme amacına yönelik kirli stratejilerin, zihin bulandırma ataklarının ve daha pek çok karanlık oyunun ana merkezi olduğu gerçeğini de kimse inkâr edemez.
Batı emperyalizmi kendisi Kilise'yi siyaset sahasının dışına itmek için laikliği önemserken, İslam dünyasıyla ilgili karanlık oyun ve komplolarında bugün hâlâ Kilise'nin yani Vatikan'daki dini devletin konum, güç ve imkânlarından sonuna kadar yararlanmaktadır.

17