Suriye'nin diplomatik atağı
Suriye'nin diplomatik atağı
AHMET VAROL
Suriye'de Baas diktasının devrilmesinden sonra iş başına gelen kadro Allah'ın izniyle, kendi yapısını oluşturmaya ve sistemini oturtmaya çalışıyor. Her şeyden önce hem küresel hem de geçmişte Baas rejimine destek vermiş bölgesel güçlerin ümit bağladığı "fitne politikası"na prim vermemesi, bu politika için malzeme olarak kullanılması muhtemel gelişmelerin önünü kapatma konusunda hızlı hareket etmesi, halkına geleceğe dönük güven vermek için olumlu adımlar atması takdire değer bir tutumdur. Temennimiz bu konudaki duyarlılığını koruyarak ülkenin geleceği konusunda halkın tüm kesimlerine ümit verecek başarılı çalışmalar yürütmeye devam etmesidir.
Suriye'nin bölgesel ve stratejik konumu uluslararası alanda da önemsenmesini zorunlu kılıyor. Bu ise ülkedeki yeni yönetimin diplomatik alanda da önemli ataklar gerçekleştirmesinin ve sağlam köprüler inşa etmesinin önünü açıyor.
Her şeyden önce bazı medya mensuplarının Suriye'nin yeni cumhurbaşkanını hâlâ bir örgüt lideri olarak tanımlamaya ve öyle görmeye çalışmaları çok dar açıdan baktıklarını, görüş çerçevelerini vakıaya göre değil kendi beyinlerindeki örümcek yuvalarına göre belirlediklerini ortaya koyması açısından dikkat çekicidir. Ne yazık ki bazı Batılı medya mensuplarının sergilediği bu tavrın benzerini bugün artık tarihin çöplüğüne atılmış ve bütün kirli çamaşırları dünya kamuoyunun gözlerinin önüne dökülmüş Esed ve Baas rejiminin muhabbetini bir türlü kafalarından silip atamayan bazı basın mensuplarının ve organlarının, Ahmed Şara'nın Türkiye ziyareti esnasında sergilediklerine de şahit olduk.
Oysa Suriye'de artık yeni bir dönem başlamış ve yeni bir yapının taşlarının yerine oturtulması için önemli ataklar gerçekleştirilmektedir. Bu yeni yapı Baas rejimi gibi bir dikta rejimi olmaya hevesli olmadığından düşünce temelli örgütsel yapılanmalara yasal çerçevede müsaade edecektir. Ama yeni sistemin oluşturulmasına öncülük eden kadro bu dönemde artık bir örgütü değil devleti yönettiğinin, kararlarını da devlet düzeni mantığına göre almaları gerektiğinin farkındadır.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın son dönemde gerçekleştirdiği ziyaretler de, yönettiği ülkenin uluslararası alanda layık olduğu yere oturmasını sağlama ve gerekli ilişkileri inşa konusunda önemli girişimdir.
Şara' yurt dışı ziyaretlerine Suudi Arabistan'dan başladı ki bu gayet tabiidir. Her şeyden önce Suriye, Arap dünyasının bir parçası aynı zamanda Arap Birliği teşkilatının bir üyesi, Suudi Arabistan ise her ne kadar politik çizgisini ve bazı uygulamalarını tasvip etmesek de bugün Arap Birliği'nin karar mekanizmasında en etkili konuma sahip ülkedir. Baas diktasının 2011'de kendi halkına savaş açmasından sonra Suriye'nin Arap Birliği teşkilatıyla ilişkilerinde önemli sorunlar yaşanmıştı. Şimdi ülkenin bu teşkilatın bir üyesi olarak aktif bir konuma gelebilmesi, aynı zamanda diğer Arap ülkeleriyle ilişkilerini yeniden inşa etmesi için Suriye'deki mevcut yönetimin diplomatik kanalları iyi değerlendirmeye ihtiyacı olacaktır. Yeni yönetimin Türkiye'yle ilişkisi ve Türkiye'nin bu yönetime verdiği destek bilindiğinden, bu konudaki eleştirilerin ve damgalamaların tesirini azaltma açısından da dış politika atağını Suudi Arabistan'dan başlatması isabetli bir tavırdır.