Sudan'da gölgede kalan çatışmalar

Sudan'da gölgede kalan çatışmalar

AHMET VAROL

Son dönemde Trump'ın içi boş açıklamaları, işgal rejiminin soykırım savaşı sonrasında sağlanan ateşkesin uygulamaya geçirilmesi aşamasında işgal hükümetinin çıkardığı zorluklar ve anlaşmanın şartlarına riayet etmemesinden kaynaklanan gecikme ve benzeri hadiseler dünya kamuoyunu büyük ölçüde meşgul ettiğinden Sudan'da devam eden iç savaş gölgede kaldı. Ama bu savaş da bir yandan devam ediyor. O yüzden biz bugünkü yazımızda bu savaşın son durumuyla ilgili bazı değerlendirmeler ve bilgilendirmeler yapmak istiyoruz.

Bir süre önce Sudan'daki çatışmalarla ilgili olarak Arap medyasına yansıyan haberlerde ordu birliklerinin Muhammed Hamdan Dagalu isimli fitnecinin komuta ettiği Hızlı Destek Kuvvetleri'ne bazı darbeler vurduğu ve onun elindeki birtakım stratejik yerleri ele geçirdiği ileri sürülüyordu.

Ancak son günlerde yayınlanan haberlerde, Hızlı Destek Güçleri'ne yani fitne örgütüne mensup milislerin başkent Hartum'da ilerleme kaydettikleri ve başkanlık sarayına çok yaklaştıkları belirtiliyor. Bu durum, fitne hareketinin yeniden toparlandığını ve atak durumuna geçtiğini, dolayısıyla bundan önceki kayıplarının bir tükeniş sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını gösterir.

Fitne örgütü Arap dünyasındaki işbirlikçi rejimlerin ve özellikle de bir mafya devlet niteliği taşıyan Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) yardım ve destekleriyle savaşını sürdürebilmektedir. Örgütün cephede bir zaaf göstermesi durumunda fitne ateşine odun taşıyan ülkeler hemen para takviyesi yaparak muhtelif Afrika ülkelerinden paralı milisler getirtiyorlar.

Abdülfettah Sisi'nin Mısır'da askeri darbe yapmasına zemin hazırlayan Baltacı fitnesinde de bu politika izlenmişti. O zaman Muhammed Mursi yönetimine karşı karışıklık çıkaranların hiçbir ideolojik ve siyasi gayeleri yoktu. Sadece ülkede istikrar sağlanmasına ve böylece Mursi yönetiminin siyasi otoriteyi oturtmasına engel olmak amacıyla karışıklık çıkarıyor ve bu işi de aldıkları ücretlere karşılık yapıyorlardı. Fitnenin finans işinin yönetilmesi için de BAE'nin Dubai şehrinde bir merkez oluşturulmuştu. Bu merkezin yönetimi de Mısır'da Mursi'in rakibi olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine giren ama kazanamayınca hakkında açılan yolsuzluk davaları sebebiyle BAE'ye kaçan Ahmed Şefik'e verilmişti.

Şu an Sudan'da halkın büyük ızdırap çekmesine neden olan savaşın devam etmesine sebep olan fitne, mahiyet itibariyle farklıdır. Çünkü bu savaşın resmi ordu olarak tanımlanan askeri gücünü yönetem kadro da halkı ve hukuku temsil etmiyor. Yönetime geçmesi de meşru yollardan değil gayri meşru darbe yoluyla oldu. Zaten bugün fitne örgütüne başlık eden Dagalu'nun önünü açan, ülkedeki yönetim olmuştur. Ancak ona Hızlı Destek Kuvvetleri'nin kurdurulması ve kendisine çok geniş yetkiler verilmesi Abdülfettah Burhan'ın liderliğindeki cunta döneminde değil Ömer El-Beşir zamanında gerçekleşti.