Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü!

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile Arap Birliği'nin ikinci ortak zirvesi 11 Kasım 2024 Pazartesi günü yine Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlendi ve ortak bildiri yayınlanarak sonlandırıldı.

Biri İslam dünyasının geneline yönelik faaliyetleri organize etmek ve işbirliğini sağlamak, diğeri de özellikle Arap dünyasının kendi içindeki işbirliğini yönetmek ve yönlendirmek amacıyla kurulmuş bu iki teşkilat ilk ortak zirvesini 11 Kasım 2023'te, Riyad'da olağanüstü bir şekilde gerçekleştirmişti.

2023 Kasım'ında olağanüstü bir şekilde böyle ortak bir zirve gerçekleştirilmesinde, siyonist işgal rejiminin Gazze'de başlattığı soykırım savaşıyla ilgili kamuoyunda oluşan duyarlılık ve beklentinin önemli rolü olmuştu. Toplantıya Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz'e vekaleten oğlu veliaht prens Muhammed bin Selman ev sahipliği yapmıştı.

2023'teki birinci zirvenin sonunda da bir ortak bildiri yayınlanmış ve Gazze'deki savaşın derhal durdurulması istenmişti. Tabii o zaman her ne kadar siyonist katiller vahşi yüzlerini göstermiş idilerse de henüz savaşın ilk dönemleri olduğu için onlara destek veren ABD ve Avrupa Birliği'nin, Filistin direnişinin esir aldığı işgalcilerle ilgili siyasi tavırları etkisini sürdürdüğünden, Riyad'daki zirvede de "ne şiş yansın ne kebap!" yöntemiyle hareket edilerek Gazze'deki rehinelerin derhal serbest bırakılması da talep edilmişti. 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulması talebi o zaman da dile getirilmişti.

Ne var ki yayınlanan bildiride yapılan çağrılar gerek Biden'ın ve gerekse işgalci siyonist Netanyahu'nun bir kulağından girip öbür kulağından çıkmıştı. Gazze'deki korkunç katliamlarını bütün şiddetiyle devam ettirdikleri gibi bitirilmesi istenen ablukayı daha da katılaştırdılar. Özellikle Netzarim koridoruyla güneyden ayırdıkları kuzey kesime insani yardım girişini tamamen engellemeleri sebebiyle bu bölgede, bugün hâlâ etkisi devam eden açlık felaketi başladı.

Sonuç bildirgesiyle kamuoyuna açıklanan kararların ve dile getirilen taleplerin sahaya taşınması, uygulamada bir karşılık bulması için hiçbir müşahhas girişimde bulunulmadı.

Arap Birliği ve İİT bunu neden yapamıyordu. 60'a yakın ülkenin diplomatik baskı gücünü, ekonomik potansiyelini ve daha başka avantajlarını, söz konusu kararların sahaya taşınması için değerlendirme imkanı yok muydu Bu ülkelerin yönetimleri, siyonist işgalcileri katliama son vermeye zorlamak için pratiğe dönük müşahhas adımlar atarsa halkları kendilerini desteklemez mi Bilakis halklar, yönetimlerin duyarsızlığından ve ilgisizliğinden muzdarip ve Gazze'de katledilen masum bebeklerle birlikte içleri kan ağlıyor.