Papa'yı ahirete gönderirken!

Papa'yı ahirete gönderirken!

AHMET VAROL

Siyonist katiller, Batı emperyalizminin sınırsız ve şartsız desteğiyle Filistin topraklarında korkunç katliamlarına, yıkımlarına ve insanları aç bırakarak öldürme amaçlı "ben insanım" diyen herkesin karşı çıkması gereken ablukalarına devam ederken Hıristiyanların nüfusça en kalabalık kesimini oluşturan Katoliklerin dini lideri Papa Fransiscus, kısa adıyla Papa Fransis dünya hayatına veda etti.

Bu dünya hayatı imtihan olduğu için bütün herkes imtihanı tamamladıktan sonra ahirete göçmek zorunda. Önemli olan bu imtihanı başarıyla tamamlayabilmektir. Kimse dünyaya kazık çakmaya gelmiyor.

Katolikler açısından Papa'nın özel bir konumu ve manevi bir kimliği olduğundan, bu mezhebin mensupları nazarında onun şahsı da etkinlikleri de kutsanmaktadır. Zaten kendisine Türkçede "baba" anlamına gelen Papa sıfatının verilmesi bu yüzdendir. Çünkü onların inancında Tanrı baba olarak nitelendirilir. Dini liderin de yeryüzünde Tanrı'yı temsil ettiğine inanıldığı için kendisine "Papa" yani "baba" denilir. Bu yüzden Papa'nın masum olduğuna, yanlış yapmadığına inanılır. Bu yönüyle Şiilerdeki "imamın masum olduğu" inancının Katoliklerdeki bu, "Papa'nın masum olduğu" inancından da etkilenmiş olması muhtemeldir.

Papa da genellikle dini, sosyal ve siyasi faaliyetlerinde, kendini "Tanrı'nın şefkatinin yeryüzündeki temsilcisi" gibi gösterebilmek için çoğunlukla "barış, sevgi, kardeşlik" içerikli mesajlar vermeye özen gösterir. Nitekim Papa Francis'in de vefatından önce Gazze'de ateşkes sağlanması, rehinelerin özgürleştirilmesi yönünde çağrılar yaptığına dair haberler yayınlandı. Ancak Gazze'deki vahşi katliamların, Francis'in ölümünden sonra yeni Papa'nın belirlenmesi işine müdahale etmeye çalışan ve Amerikalı kardinalin Papa olması için dümenler çevirdiği bilinen Trump'ın ve onunla aynı safta duran Avrupa ülkelerinin tam desteğiyle sürdürüldüğünün de dikkatinden kaçtığını sanmıyorum.

"Papa'nın siyasi iktidarlara müdahale imkanı yok, Gazze için ne yapabilir" diye soru sorulabilir. Ama, Vatikan'ın tarih boyunca İslam coğrafyasına yönelik fitne politikalarının, savaşların, Müslümanları birbirine düşürme ya da başkalarını onlara saldırtma amaçlı kirli stratejilerin, zihin bulandırma ataklarının ve daha pek çok karanlık oyunun ana merkezi olduğu gerçeğini de kimse inkâr edemez.

Batı emperyalizmi kendisi Kilise'yi siyaset sahasının dışına itmek için laikliği önemserken, İslam dünyasıyla ilgili karanlık oyunlarında ve komplolarında bugün hâlâ Kilise'nin yani Vatikan'daki dini devletin konumundan, gücünden ve imkânlarından sonuna kadar yararlanmaktadır.