İşgal rejimi savaşı Batı Yaka'ya taşıdı
İşgal rejimi savaşı Batı Yaka'ya taşıdı
Ahmet Varol
Siyonist katiller ne yazık ki Gazze'de kendi açılarından ciddi bir yenilgi olduğuaçıkolan ateşkesi kabul etmek zorunda kalmalarının ardından savaşı Filistin'in Türkiye'de genellikle Batı Şeria olarak adlandırılan Batı Yaka bölgesine taşıdılar. Biz bugünkü yazımızda bölge ve buradaki işgal süreci, inşallah müteakip yazımızda da, Gazze'deki ateşkesin ardından bu bölgede başlatılan soykırım savaşı hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Batı Yaka, Filistin'in doğusunda yani Ürdün'e bakan tarafındadır. Bazı tarihi kaynaklarda Şeria Nehri olarak daadlandırılan -ki Batı Şeria isimlendirmesi de bu ada nispetledir- Ürdün Nehri'nin batısında yer almasından dolayı Batı Yaka olarak adlandırılır.
Siyonist işgal rejiminin kurulmasından sonra Batı Yaka ve Kudüs, Ürdün'ün vesayetine verilmişti. Ama siyonist işgalciler 1967 Haziran Savaşı'nda bu bölgeyi, yani Ürdün Irmağı'na kadar olan alanın tamamını işgal etti. BM Güvenlik Konseyi buraların İsrail tarafından ele geçirilmesini "işgal" olarak tanımlayan ve resmen tanımayan 242 sayılı kararı çıkardı. Ne var ki kararın uygulanması ve işgalcilerin çekilmesi için siyonist işgal rejimine herhangi bir yaptırım uygulamadı.
Daha sonra işgal rejiminin buradaki egemenliği uluslararası hukuka göre "işgal" olarak tanımlandığı halde siyonist işgal rejimi buranın arazileri üzerine "yahudi yerleşim merkezleri" olarak tanımlanan siteler inşa etti. Bu sitelerin tamamı Filistinlilerin arazilerinin zorla gasp edilmesi suretiyle inşa edildi. BM ve Avrupa Birliği (AB) resmi olarak bu yerleşim merkezlerini tanımadı. AB aynı zamanda, yasa dışı olması sebebiyle buralarda üretilen ürünlere ambargo uygulanması kararı aldı. Ancak ABD, Turmp'ın bundan önceki başkanlık döneminde buraları "yasal" olarak tanıdı.
İşgal hükümeti, resmi kararlarla ve Filistinlilerin arazilerini tamamen hukuksuz bir şekilde gasp etmek suretiyle kurduğu yerleşim merkezlerinin yanı sıra muhtelif aşırı siyonist yahudi cemaatlerinin mensuplarının da imarsız bir şekilde yerleşim merkezleri inşa etmelerine fırsat verdi. Buralar resmiyette kaçak olarak tanımlandı. Ancak işgal hükümeti buraları ortadan kaldırmak için de hiçbir girişimde bulunmadı. Hatta Netanyahu'nun aşırı ırkçı hükümeti döneminde buraların yasallaştırılması için bazı düzenlemeler yapıldı.
Bu şekilde de yüzlerce kaçak yerleşim merkezi inşa edildi. Bunların tamamı da siyonist çetelerin Filistinlilerin arazilerini zorla gasp etmeleri suretiyle inşa edildi.
Gerek resmi kararlarla ve gerekse kaçak olarak inşa edilen yahudi yerleşim merkezlerine yerleştirilen yahudi yerleşimciler aralarında, işgal rejiminin Şebbiha çeteleri olarak nitelendirilebilecek terör grupları oluşturdu. Bunlar sık sık Filistinlilere, onların arazilerine, evlerine, araçlarına saldırdılar. Binlerce ağacı söktü, kesti ya da yaktılar. Evlerini, araçlarını yaktı; sürülerini gasp ettiler. İşgal askerleri ise onların bütün bu terör faaliyetlerine engel olmak yerine, Filistinlilerin kendilerini savunmak için onları kovmaya çalışmaları durumunda yahudi terör çetelerini himaye ederek Filistinlilere saldırdılar. İşgal rejiminin bu politikasının amacı ise Filistinliler açısından bu bölgeyi iyice yaşanmaz hale getirmek suretiyle onları göçe zorlamaktı.