İran'da sular durulmadı

Adı, Batı medyasında Mahsa Amini diye yazıldığı için Türkiye'deki medya organlarının da olayların başlangıcında böyle yazdığı Farsçadaki yazılışı Mehsa Emini, yaşadığı İran Kürdistanı bölgesinde bilinen adı ise Jina Emini olan 22 yaşındaki bir genç kızın Tahran ziyareti esnasında başörtüsünü düzgün takmadığı ve örtünme konusundaki kurallara riayet etmediği gerekçesiyle gözaltına alınmasından kısa bir süre sonra sağlık durumunun kötüleşmesi, hastaneye kaldırılmasından bir süre sonra da hayatını kaybetmesi sebebiyle başlatılan kitlesel eylemler ve gösteriler devam ediyor. Bundan 21 yıl önce Tahran ziyaretim esnasında Türk Hava Yolları'nın Tahran bürosunu da biletle ilgili bazı işlemler için ziyaret etmiştim. O sıralarda Türkiye'de de Bülent Ecevit'in başbakan olduğu bir hükümet iş başındaydı ve başörtüsü yasağı çok katı bir şekilde uygulanıyordu. THY'nin Tahran bürosunda çalışan ve yasa gereği başını yarıya kadar örten bir bayan başörtüsü kullanmak zorunda kalmasıyla ilgili değerlendirme yaparken: "Türkiye'de nasıl zorla insanların başlarını açtırıyorlarsa burada da aynı şekilde zorla örttürüyorlar. Ben her ikisini de aşırı buluyorum" demişti. Bu söz karşısında: "Burada böyle bir uygulamayla karşı karşıya kalanlar Türkiye'deki başörtüsü yasağının nereye oturtulabileceğini daha iyi anlayabiliyorlar" diye düşünmüştüm. Bu konuda herkes kendine göre değerlendirme yapabilir. Ama ben şunu söylüyorum: Türkiye'de başörtüsü yasağını uygulayan ve savunanların İran'daki baş örtme zorunluluğuna bir şey söyleme hakları olamaz. Üstelik başörtüsü çoğunlukla inanç gereği örtülürken başı açmanın sebebi kişisel arzu ve istektir. Bu konuda konuşma hakkına sahip olanlar yine inanç özgürlüğünü ve insan onurunu savunma cesareti