Hizaya sokulması gereken, işgal rejimidir
Hizaya sokulması gereken, işgal rejimidir
AHMET VAROL
Siyonist işgal rejimi kendini güçlü gördüğü durumda hiçbir zaman ateşkese yanaşmaz ve katliama devam eder. Nitekim Gazze'ye yönelik olarak 15 aydan fazla süreyle sürdürdüğü korkunç soykırım savaşında da öyle yapmıştır. Dolayısıyla işgal rejimini bu savaşta ateşkese mecbur eden ABD'nin, uluslararası güçlerin veya bölgesel güçlerin baskıları değil Filistinli mücahitlerin kararlı direnişi olmuştur. Siyonist medya organlarına yansıyan birtakım bilgiler ve yine bizzat siyonist yazarların yaptığı yorumlar da bu gerçeği teyit ediyor.
İşgalci siyonist katiller ateşkese razı olmak zorunda kalmalarından sonra da hiçbir zaman taahhütlerine bağlı kalmamışlardır. Karşı tarafın kendilerine karşılık vermekten kaçınacağını düşündükleri her fırsatı değerlendirmekten ve bu tür fırsatları yakaladıklarında da saldırmaktan çekinmemişlerdir. Bu konudaki tutumlarını geçmişte izledikleri politikalarından biliyoruz.
Filistin direnişinin son ateşkes anlaşmasının aşamalı bir şekilde uygulamaya geçirilmesini istemesi de bu yüzdendir. Direniş, işgal güçlerini anlaşmaya bağlı kalmaya zorlamak için elindeki kartların tümünü bir kerede çıkarmak istemedi. Çünkü maalesef geçmiş tecrübelerden, Filistin direnişiyle yapılan ateşkes anlaşmalarında garantörlük yapan ülkelerin özellikle ABD ve küresel emperyalizmin baskıları karşısında zaaf gösterdikleri, dolayısıyla işgalci siyonistlere baskı yapılmasının başka araçlarının da bulunması gerektiği biliniyordu.
Son ateşkes anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi sürecinde de işgal rejimi ateşkesin şartlarına büyük ölçüde uymadı. Batı Yaka bölgesinde Gazze'dekine benzer bir soykırım savaşı başlatmasının yanı sıra Gazze'ye yönelik saldırılarını da tümüyle durdurmadı. Zaman zaman bu bölgedeki halka yönelik saldırılarını da sürdürdü. Bunun yanı sıra, evleri harabeye çevrilmiş, altyapıları tahrip edilmiş, 100 binden fazla fertleri yaralanmış, sağlık kurumları tamamen işlemez hale getirilmiş Gazze ahalisine dışarıdan insani yardım ve geçici mesken olarak çadır ve konteyner sokulması konusunda anlaşmada belirlenen şartlara uymadı.
Kış şartlarında kuzey bölgeye dönenlerin bir kısmı evlerinin tamamen harabeye çevrilmiş olması ve kendilerine geçici olarak kalacakları bir barınak verilememesi sebebiyle yeniden güney bölgedeki kamplara döndü. İnsani yardım tırlarının sokulması konusunda ciddi engeller çıkarıldı.
Bu durum karşısında Hamas'ın başvuracağı yöntem işgalci siyonistleri anlaşmanın şartlarına uymaya zorlamak için elindeki kartları değerlendirmekten başka bir şey olamazdı. Yani Hamas'ın yapmak istediği ateşkesi bozmak değil işgal rejiminin ateşkesin şartlarına uymaya zorlanması için arabulucu ve garantörlerin devreye girmesini sağlamaktır.