Gazze'de soykırım Batı Yaka'da gasp ve tehcir!

Gazze'de soykırım Batı Yaka'da gasp ve tehcir!

Ahmet Varol

Gazze, Filistin topraklarının batısında, Türkiye'de yaygın olarak Batı Şeria diye isimlendirilen Batı Yaka ise doğusunda yer alır. Bazı eskikaynaklarda Şeria Irmağı olarak da isimlendirilen Ürdün Irmağı'nın batısında yer almasından dolayı bu bölgeye Batı Şeria veya Batı Yaka adı verilir.

Ne yazık ki Filistin toprakları, 1948'de yaşanan Nekbe yani Büyük Felaket'le siyonistlerin gerçekleştirdiği işgalle zaten dikey olarak ortadan bölünmüş; Batı Yaka bir tarafta Gazze diğer tarafta kalmış ikisinin arasına işgalcilerin "İsrail" adını verdiği ama bizim "1948'de işgal edilmiş bölge" ya da "1948 Bölgesi" olarak isimlendirmeyi tercih ettiğimiz bölge girdi.

Bu arada İsrail'in bir toprak parçası veya coğrafi bölge değil gayri meşru bir işgal olduğunu bir kez daha hatırlatalım. "Ama ortada dünya ülkelerinin çoğunun resmen tanıdığı ve uluslararası kurumların birçoğuna üye durumunda 'İsrail' adında bir devlet var" diye itirazda bulunulabilir. Evet, bu doğrudur; ama realite yani vakıa her zaman bizim ilkesel duruşumuzu değiştirmemeli. Realiteyi olduğu gibi görür ama ilkelerimizden ve ideallerimizden de vazgeçmeyiz. "Filistin toprakları bir bütündür ve bu topraklar üzerindeki siyonist işgalin tümü gayrimeşrudur!" ilkesi bizim açımızdan değişmez. "Nehirden denize özgür Filistin!" sloganı da bunu vurgulamak içindir. Yani Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar bütün Filistin özgür oluncaya kadar mücadeleye devam! Realite değişinceye kadar mücadele etmeyi kabul eder ama realiteye bakarak ilkemizi değiştirmeyi kabul etmeyiz.

İşgalciler Filistin halkının ve onunla aynı yerde duranların kararlı duruşlarından vazgeçmeyeceklerini bildikleri için arkalarına aldıkları küresel güçlerin desteğiyle toprak gasp etmeye ve Filistinlilerin tümünü yurtlarından çıkarmaya çalışıyor.

Son olarak, işgal koalisyonu ortaklarından aşırı ırkçı siyonist Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Yaka bölgesini Kudüs hizasından ikiye bölmeyi amaçlayan "E1 planı"nı onayladı.

İşgalci siyonistler bu planla ilgili çalışmalarını 30 yıldan beridir sürdürüyorlardı. İlk olarak, Nobel Barış Ödülü'ne bile layık görülen ama gerçekte, intifada döneminde taş atan Filistinli çocukların el ve kol kemiklerinin kırılmasını tavsiye etmesinden dolayı "Kemik Kıran Rabin" diye tarihe geçen, sonra da kendisine muhalefet eden bir yahudi genç tarafından hayatına son verilen İzak Rabin döneminde, 1995 yılında gündeme getirilmişti.

Ne kadar ilginçtir ki Rabin yönetimi o zaman böyle bir projeyi gündeme getirdiğinde bir yandan da "bağımsız bir Filistin devleti kurulması"yla ilgili sözde "barış görüşmeleri" devam ediyordu. Oysa Rabin'in gündeme getirdiği bu projenin hayata geçirilmesi Batı Yaka bölgesinin güneyi ile kuzeyini böleceği için kurulacak Filistin devleti adeta birkaç parçaya ayrılmış ve her bir parçası bir tarafa atılmış araba gibi olacaktı. Böyle bir arabanın hizmet vermesi mümkün müdür Zaten işgalci siyonistlerin ve ABD'nin sözde barış görüşmeleri de bir oyundu ve masa başı görüşmeleri yoluyla bağımsız Filistin devletinin kurulmasına fırsat vermeyecekleri biliniyordu.