"Aç bırakma", ABD ve İsrail'in ortak silahı!
"Aç bırakma", ABD ve İsrail'in ortak silahı!
AHMET VAROL
Siyonist işgal rejimi Gazze'de soykırım savaşını ve vahşi katliamlarını hava saldırılarıyla yoğun bir şekilde ve zaman zaman kara saldırılarıyla sürdürüyor. Ancak son dönemde bölge ahalisinin tümüne yönelik olarak en etkili bir şekilde kullandığı silah "aç bırakma" silahıdır.
İnsanları açlığa ve susuzluğa mahkum ederek teslim olmaya zorlamak şeytanın askerlerinin asırlar öncesinden keşfettikleri ve sıkça uyguladıkları bir yöntemdir. Ancak biz burada geçmişte başvurulan aç bırakma uygulamalarıyla ilgili ayrıntılara girmeye gerek görmüyoruz.
Sadece şunu ifade edelim ki, zulüm ve vahşette, "çağdaş" olarak tanımlanan sistemlerin ve zihniyetlerin, "ilkel" olarak tanımlananlara kıyasla çok daha şedit ve iğrenç olduğunu görürüz. Çünkü çağdaş olanlar ahlâki ve insanî yönden kendilerini geliştiremezken, teknolojik imkan ve araçlarını geliştirmiş dolayısıyla insanî değerlere tümüyle aykırı uygulamaları daha kapsamlı ve etkileyici bir biçimde uygulamanın yeni yöntemlerini keşfetmişlerdir.
İsrail işgal rejiminin 2006'dan bu yana Gazze'ye uyguladığı ablukanın amacı "aç bırakma" silahını kullanarak bölge ahalisini teslim olmaya zorlamaktır. Ancak bölge ahalisi büyük zorluklara katlanarak siyonist işgalcilere teslim olmamayı tercih etti.
Siyonist işgalciler 7 Ekim 2023 tarihinde başlattıkları soykırım savaşlarında "aç bırakma" uygulamalarını daha da katılaştırdılar. Bu kez insani yardımı tamamen engellemeye başladılar.
İşgalciler ablukanın daha etkili olması için bölgedeki gıda depolarını ve su kuyularını kasten hedef alarak imha ettiler.
19 Ocak 2025 tarihinde ateşkesin birinci aşamasının başlamasından sonra bölgeye az miktarda insani yardım sokulmasına imkan verildi. Ancak tabii ki gönderilen yardımlar ihtiyacı karşılamanın çok gerisinde kalıyordu. Bölgeden askerlerin tamamen çekilmesi ve Gazze Şeridi'nin güneyi ile kuzeyi arasındaki irtibatı kesen Netzarim koridorunun kaldırılması ise ikinci aşamada gerçekleşecekti. Ama işgal hükümetinin başbakanı eli kanlı Netanyahu ikinci aşamaya geçilmesine fırsat vermeyerek 1 Mart'tan itibaren ateşkesi geçersiz saydığını duyurdu ve insani yardımların girişini yeniden engellemeye başladı. Üstelik bu kez hem güney hem de kuzey kesim çok sıkı bir kuşatmaya alındı ve insanî yardımların girmesi tamamen engellendi. Dolayısıyla Gazze Şeridi'nin tamamında ciddi şekilde kıtlık ve açlık krizi yaşanmaya başlandı.
Gelen tepkiler üzerine ABD, bölgeye gönderilen yardımların Hamas tarafından ele geçirildiği ve parayla satıldığı iddiasında bulunarak bölgeye yardım işini organize etmek için kendisinin devreye gireceği yönünde bir açıklamada bulundu. İddianın Hamas'la ilgili kısmı tamamen saçmaydı. Çünkü BM, Kızılhaç gibi uluslararası kurumlar adına gönderilen yardımların dağıtımı tümüyle yine aynı uluslararası kurumlar tarafından organize ediliyordu ve Hamas bir şeye müdahale etmiyordu. Yardım dağıtma iddiasının ise tam anlamıyla bir taktik ve oyun olduğu baştan biliniyordu. Yaşanan tecrübeler ve vuku bulan hadiseler bu gerçeği bütün açıklığıyla gün yüzüne çıkardı.